Tamam, itiraf edelim - hepimiz merak ediyorduk. Çin'de geçirdiği o yoğun sezonun ardından Ebrar Karakurt'un bir sonraki adımı ne olacak diye? Cevap, beklediğimizden daha net ve kararlı geldi.
"Buraya döndüğümde hissettiğim o sıcak karşılama... Anlatması zor," diyor Ebrar, gözlerinde o tanıdık ışıltıyla. "Sadece bir kulüp değil, adeta bir aile gibi hissettim kendimi. Ve biliyor musunuz? Bazen içinde bulunduğunuz yerin doğru olduğunu hissedersiniz işte."
Çin Deneyimi: Zorlu Ama Değerli
Çin ligindeki o yoğun tempo - of, gerçekten yorucuydu. Haftada üç maç, sürekli seyahat, farklı bir kültür... Ama şunu söylemeliyim ki, bu deneyim bana inanılmaz şeyler kattı. Hem oyun olarak hem de kişisel olarak olgunlaştırdı beni.
Farklı bir oyun sistemi, farklı bir yaklaşım - tüm bunlar ufkumu genişletti. Ama tabii ki, memleket hasreti de var işin içinde. Türk yemekleri, Türkçe konuşmak, alışık olduğun kültür... Bunların hepsi bir araya gelince, dönüş kararı kendiliğinden oluştu adeta.
Fenerbahçe'deki Uyum Faktörü
Aslında işin sırrı şurada yatıyor: Bir oyuncu olarak kendini geliştirebileceğin, güvende hissedeceğin bir ortam bulmak. Fenerbahçe'de bunu buldum ben. Koçlar, yönetim, takım arkadaşlarım - hepsi inanılmaz destekleyici.
Ve şunu da eklemeliyim - taraftar! Sarı-lacivertli taraftarın sevgisi gerçekten başka. Sahaya çıktığımda hissettiğim o enerji, motivasyonumu katlıyor resmen.
Milli Takım ve Olimpiyat Heyecanı
Şimdi asıl odak noktamız Paris 2024. Milli formayı giymek, ülkemizi temsil etmek... Bunun tarifi yok. Çin'de edindiğim deneyimleri milli takıma taşımak için sabırsızlanıyorum.
Takım arkadaşlarımla yeniden bir araya gelmek, o ortak hedef için çalışmak - işte bu yüzden buradayım. Ve inanıyorum ki, doğru yerdeyim.
Son söz? "Kararım net - mutluyum ve buradayım!"
