
Düşünmek... İnsanı insan yapan belki de en temel yeti. Peki nasıl düşünüyoruz aslında? Felsefe, binlerce yıldır bu sorunun peşinde ve akıl yürütme dediğimiz o karmaşık süreci anlamlandırmak için çeşitli yollar geliştirmiş.
Akıl Yürütmenin Temel Taşları
Şimdi gelin, felsefenin laboratuvarında kullanılan başlıca akıl yürütme biçimlerine bir göz atalım. Bu yöntemler sadece filozofların değil, aslında günlük hayatımızda sık sık -farkında olmadan- başvurduğumuz araçlar.
Tümdengelim: Genelden Özele Yolculuk
Klasik mantığın bel kemiği diyebiliriz. Genel bir önermeden yola çıkıp özele, somuta varıyoruz. Şöyle düşünün: "Tüm insanlar ölümlüdür" ve "Sokrates bir insandır" öncüllerinden, "O halde Sokrates de ölümlüdür" sonucuna ulaşıyoruz. Matematikteki ispatlar da genellikle bu yönteme dayanır. Sağlam temeller üzerine kurulduğunda son derece güvenilir sonuçlar verir - tabii öncüller doğruysa!
Tümevarım: Parçalardan Bütüne Ulaşmak
Tam tersi yönde işliyor bu sefer. Tek tek gözlemlerden genel bir yargıya varıyoruz. Mesela, gördüğümüz tüm kuğuların beyaz olduğunu fark edip "Tüm kuğular beyazdır" sonucuna varabiliriz. Bilimsel yöntemin kalbinde yatan budur aslında. Ama dikkat! Bir tane siyah kuğu bulmak tüm teoriyi çökertmeye yeter. Tümevarım, kesinlik vaat etmez ama olasılıklar sunar - ki bilim de zaten olasılıklarla ilgilenir çoğu zaman.
Analoji: Benzerlikler Üzerinden Akıl Yürütme
İki farklı şey arasındaki benzerlikten yola çıkarak akıl yürütmek... İnsan beyni benzetmeleri sever çünkü. "Dünya, Güneş etrafında döner; tıpkı Ay'ın Dünya etrafında dönmesi gibi" gibi bir analoji, karmaşık bir kavramı anlamamızı kolaylaştırabilir. Felsefede ve hukukta sıkça kullanılır bu yöntem. Ancak -ve bu önemli- benzerlikler sınırlıdır her zaman. Analoji tuzağına düşmemek gerek!
Gündelik Hayatta Akıl Yürütme
Aslında farkında olmasak da, günlük kararlarımızın çoğunda bu yöntemleri kullanıyoruz. Marketten alışveriş yaparken bile! "Bu marka her zaman kaliteli oldu" (tümevarım) ya da "Tüm süt ürünleri buzdolabında saklanmalı, o halde bu yoğurt da..." (tümdengelim).
Eleştirel düşünme becerilerimizi geliştirmek için bu akıl yürütme türlerini tanımak ve doğru kullanmak şart. Yanlış akıl yürütmeleri fark edebilmek, manipülasyondan korunmak için de önemli bir kalkan aslında.
Sonuç olarak? Akıl yürütme biçimlerini anlamak, dünyayı daha net görmemizi sağlayan bir mercek gibi. Felsefe bize bu merceği nasıl kullanacağımızı öğretiyor. Gerisi, bizim nasıl baktığımıza kalıyor.