Danimarka'da havacılık güvenliği yine kâbusa döndü. Tıpkı geçen hafta olduğu gibi, bu sefer de gökyüzündeki istenmeyen misafirler işleri altüst etmeyi başardı. Kimin, neden yaptığı meçhul.
Kopenhag Havalimanı'nda başlayan karmaşa, Billund'a da sıçradı adeta. Yetkililerin elleri kolları bağlı kaldı bir süre. Ne yapsalar? Gözle görülmesi neredeyse imkânsız bu cihazlar, dev bir havalimanını nasıl bu kadar rahatlıkla avucunun içine alabilirdi?
Hava Trafiği Durma Noktasında
Olay yerinden gelen ilk bilgiler tüyler ürperticiydi. Danimarka hava trafik kontrolörleri, güvenliği her şeyin önüne koymak zorunda kaldı. Aldıkları radikal karar ise hiç de sürpriz değildi: Hava sahasını tamamen kapatmak. Evet, yanlış duymadınız. Tüm uçuşlar askıya alındı, yüzlerce yolcu mağdur oldu. Kimi ofiste beklerken, kimi de bilet gişelerinin önünde çaresizce bir açıklama bekledi.
Polis hızla harekete geçti tabii. Ama drone'ları tespit etmek, hele ki alacakaranlıkta, samanlıkta iğne aramak gibi bir şey. Bir görünüp bir kayboldular. İnsan ister istemez düşünmeden edemiyor: Arkada bunların arkasında kim var? Amatör bir meraklı mı, yoksa çok daha organize bir güç mü?
Geçmiş Tekerrür Ediyor
Bu, Danimarka için bir ilk değil. Daha geçtiğimiz hafta benzer bir olay yaşanmış, hava sahası benzer güvenlik endişeleriyle kapatılmıştı. Aynı senaryo, aynı kargaşa. Desenize, ders alınmamış. Yetkililerin açıklamaları ise oldukça standart: "Güvenlik önlemlerimizi en üst düzeye çıkardık, soruşturma devam ediyor." Peki, bu önlemler bir işe yarıyor mu? Görünen o ki hayır.
Billund Havalimanı'ndaki yetkililerin yüz ifadeleri her şeyi anlatıyordu aslında. Bir çeşit çaresizlik ve öfke karışımı. Bir havalimanını işletmek zor iş, hele bir de böyle görünmez tehditlerle uğraşıyorsanız.
Sonuç olarak, Danimarka bir kez daha modern teknolojinin karanlık yüzüyle yüzleşmek zorunda kaldı. Bu küçük, uçan cihazların yarattığı büyük kaos, gelecekte daha sık karşılaşacağımız bir senaryonun habercisi gibi. Güvenlik protokolleri yeniden masaya yatırılmalı, belki de daha agresif önlemler düşünülmeli. Aksi takdirde, bir sonraki haber daha vahim olabilir.
