Kim derdi ki minicik bir drone, devasa havalimanlarını bir anda çökertip binlerce insanın planlarını altüst edebilir? Ama öyle oldu işte. Kuzey Avrupa'da adeta bir kabus yaşandı.
Oslo Gardermoen Havalimanı'nda her şey perşembe sabahı başladı. Birdenbire... Görünmez bir tehdit belirdi gökyüzünde. Yetkililer o an anladılar: İşler çığrından çıkacak. Hemen acil durum protokolleri devreye girdi ama nafile.
Tam Bir Kargaşa
Dakikalar içinde durum kontrolden çıktı. Oslo Havalimanı yetkilileri açıklama yapmak zorunda kaldı: "Tüm uçuşlar askıya alınmıştır." Bu cümle, adeta bir domino etkisi yarattı. Bir anda her şey durma noktasına geldi.
Terminaldeki yolcuların yüz ifadeleri görülmeye değerdi. Kimi şaşkın, kimi öfkeli, kimi de çaresizce bekliyordu. İnsanların tatil planları, iş toplantıları, aile ziyaretleri - her şey bir anda belirsizliğe dönüştü.
Kopenhag'da Zincirleme Etki
Oslo'daki kaos henüz yatışmamıştı ki, benzer bir senaryo Kopenhag Kastrup Havalimanı'nda yaşanmaya başladı. Danimarkalı yetkililer olayı doğruladı: "Güvenlik nedeniyle uçuşlar geçici olarak durdurulmuştur."
İskandinavya'nın iki önemli havalimanı artık adeta birer otoparka dönmüştü. Pistlerde uçaklar sıra bekliyor, içlerinde ise sabırsız yolcular vardı. Durum gerçekten içler acısıydı.
Rakamlarla Kaos
- Oslo'da 200'den fazla uçuş iptal edildi
- Kopenhag'da 300'ü aşkın sefer etkilendi
- Toplamda 30.000'den fazla yolcu mağdur oldu
- 4 saatten fazla süren operasyonel durma
Norwegian Air Shuttle ve SAS gibi havayolları müşterilerine acil bildirimler gönderdi. Sosyal medya ise adeta bir şikayet platformuna dönüştü. Herkes aynı soruyu soruyordu: "Bu drone'lar nereden çıktı?"
Aslında sorun sadece uçuşların iptali değildi. Havayolları için milyonlarca dolarlık kayıp anlamına geliyordu bu durum. Yakıt, personel, bakım maliyetleri... Her şey havayollarının sırtına biniyordu.
Peki Neden Bu Kadar Ciddiye Alındı?
Drone'lar küçük görünebilir ama riskleri devasa boyutlarda. Bir drone'un uçak motoruna çarpması felaketle sonuçlanabilir. 2018'de Londra Gatwick Havalimanı'nda yaşanan benzer olay hala hafızalardaydı. O zaman da 36 saatlik kapanma yaşanmıştı.
Yetkililer bu sefer işi şansa bırakmak istemedi. "Güvenlik her şeyden önce gelir" anlayışıyla hareket ettiler. Belki de haklılardı - kimse bir faciayı göze alamazdı.
Şimdi herkesin aklındaki soru: Bu tür olayların önüne nasıl geçilecek? Havalimanı güvenlik sistemleri drone'lara karşı yeterli mi? Cevabı zaman gösterecek ama bir gerçek var: Drone'lar artık ciddi bir güvenlik tehdidi olarak kabul ediliyor.
Sonuç olarak, Kuzey Avrupa'da yaşanan bu olay aslında bir uyarı niteliğinde. Teknoloji ilerledikçe, yeni güvenlik tehditleri de ortaya çıkıyor. Havacılık sektörünün bu yeni döneme adapte olması gerekecek gibi görünüyor.
