
İstanbul'un gökyüzü pazar gününe adeta bir kanat taktı. Evet, Teknofest rüzgarı bu kez de herkesi kendine hayran bıraktı. Sanki şehrin üzerine teknoloji ve inovasyonla örülmüş bir bulut çökmüştü.
Biliyor musunuz, o anları kaçıranlar için gerçekten büyük bir kayıp. Gökyüzünde dans eden uçaklar, insansız hava araçlarının yaptığı akıl almaz manevralar... Hepsi bir ahenk içerisinde adeta bir senfoniye dönüştü.
Genç Dehalar ve Hayalleri
Festival alanındaki enerjiyi tarif etmek neredeyse imkansız. Her köşede parlayan gözlerle projelerini anlatan gençler... Onlar sadece geleceği hayal etmiyor, aynı zamanda onu inşa ediyorlar. Belki de aralarından çıkacak bir sonraki Aziz Sancar, şu an tam da oradaydı.
Yerli ve milli teknoloji hamlesinin somut kanıtlarıydı sergilenenler. Kendi yazılımını geliştiren lise öğrencisi mi dersiniz, insansız kara aracı tasarlayan üniversite takımı mı? Hepsi oradaydı işte.
Gökyüzündeki Büyüleyici Dans
Akrobasi uçaklarının performansı ise -kelimenin tam anlamıyla- nefes kesiciydi. Adeta gökyüzüne çizilmiş bir resim gibiydi her biri. Seyircilerin ağzı açık, gözleri göklerde... Kimi zaman bir çığlık, kimi zaman da coşkulu alkışlar yükseliyordu kalabalıktan.
Drone gösterisi de festivalin unutulmaz anlarından biriydi. Yüzlerce drone'un senkronize hareketiyle oluşturulan ışıklı desenler... İstanbul silueti, Türk bayrağı, teknoloji sembolleri... Gecenin karanlığında parlayan bu ışık şovu, izleyen herkeste derin bir hayranlık uyandırdı.
Sadece Bir Festival Değil, Bir Motivasyon Kaynağı
Aslında Teknofest'in özü şu: İnsanlara, özellikle de gençlere "yapabilirsiniz" demek. Sınırların olmadığını göstermek. Orada hissettiğiniz şey sadece coşku değil, aynı zamanda derin bir ilham dalgası.
Festival alanındaki stantlarda gezerken, Türkiye'nin dört bir yanından gelen ekiplerin azmini görmek... İşte bu paha biçilemez. Kimi Doğu Anadolu'dan gelmiş, kimi Akdeniz'den... Hepsinin ortak noktası: teknoloji aşkı ve vatan sevgisi.
Velhasıl, Teknofest İstanbul'da bir kez daha tarih yazdı. Gökyüzünde dans eden teknoloji, yerde parlayan umutlar... Gerçekten görülmeye değerdi.