
İnanılmaz bir ilgi! Tam da dijital dönüşümün hız kazandığı şu günlerde, Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) öncülüğünde hayata geçirilen Türkiye'nin ilk Veri Analizi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu, adeta başvuru rekoru kırdı. Son dakika verilerine göre; başvuru sayısı 130 bin sınırını aşmış durumda. Bu rakam, beklentilerin ne kadar üzerinde?
Peki nedir bu okulun cazibesi? Aslında her şey, dijitalleşen dünyada artık verinin 'yeni petrol' olarak anılmasıyla başlıyor. YÖK, tam da bu noktada, ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücünü yetiştirmek için kolları sıvadı. Ve ortaya, hem teori hem de pratiği birleştiren, sektörle iç içe bir eğitim modeli çıktı.
Neden Herkes Bu Okulun Peşinde?
Mezun olduğunda işsiz kalma kaygısı taşıyan binlerce gencimiz var – kim gizleyebilir ki? İşte bu okul, tam olarak o kaygıya cevap veriyor. Sektörün doğrudan içinde, uygulamalı eğitimle... Üstelik yalnızca iki yıl sürecek bir ön lisans programından bahsediyoruz. Yoğun ve odaklanmış bir müfredat.
Başvuruların 20 Mayıs'ta başlayıp 7 Haziran'a kadar devam edeceğini hatırlatalım. Yani, hâlâ vakit var! Adaylar, Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçlarıyla başvurabiliyor. Tercih yapma süreci ise Temmuz ayında gerçekleşecek.
Sadece Eğitim Değil: Garantili İstihdam Fırsatı
Belki de en çarpıcı detay bu: Mezun olan öğrenciler, doğrudan Türkiye'nin önde gelen kuruluşlarında istihdam edilecek. Evet, yanlış duymadınız! Eğitim boyunca edindikleri becerileri, sahada uygulama fırsatı bulacaklar. Bu, teorik bilginin pratiğe döküldüğü nadir eğitim modellerinden biri.
Program; veri bilimi, yapay zeka, makine öğrenmesi gibi alanlarda uzmanlaşmış bireyler yetiştirmeyi amaçlıyor. Dijital ekonomiye entegre olmak isteyen Türkiye için bu adım, gerçekten kritik öneme sahip.
Kısacası, YÖK'ün bu hamlesi, eğitim-istihdam ilişkisini güçlendirmek adına atılmış oldukça etkileyici bir adım. Gençlerin bu kadar yoğun ilgi göstermesi de bunun en büyük kanıtı. Bakalım, önümüzdeki dönemde bu sayı daha da artacak mı? Göreceğiz.