
Dünyanın dört bir yanındaki milyarlarca kullanıcıyı etkileyen o beklenmedik an 4 Eylül 2025'te geldi çattı. Sabah saatlerinde birdenbire Google'ın sayfalarına erişemeyen kullanıcılar, adeta dijital bir karanlığa gömüldü. Gmail'den Drive'a, Arama'dan YouTube'a kadar neredeyse tüm hizmetlerde yaşanan kesinti, insanların günlük rutinlerini altüst etmeyi başardı.
İlk başta lokal bir sorun olduğunu düşünen kullanıcılar, sosyal medyada #GoogleÇöktü etiketiyle paylaşımlar yapmaya başlayınca durumun ciddiyeti anlaşıldı. Amerika'dan Avustralya'ya, Türkiye'den Japonya'ya kadar dünyanın dört bir yanından benzer şikayetler geliyordu. Peki ama dev teknoloji devi gerçekten çökmüş müydü?
Teknik Arızanın Boyutları
Google'ın resmi açıklamalarına göre, yaşanan sorun bir "iç altyapı hatasından" kaynaklanıyordu. Aslında tahmin edilenin aksine bir siber saldırı veya sunucu çökmesi değildi olan. Sistemlerin güncelleme sürecinde yaşanan beklenmedik bir teknik aksaklık, domino taşı etkisi yaratarak tüm hizmetleri etkilemişti.
Durumun ilginç yanı şuydu: bazı kullanıcılar hizmetlere erişebilirken bazıları tamamen kilitlenmişti. Bu da sorunun kademeli olarak yayıldığını gösteriyordu. Google'ın teknik ekipleri derhal devreye girdi ve sorunu çözmek için seferber oldu.
Kullanıcıların Tepkileri ve Alternatif Arayışlar
Google'a erişemeyen kullanıcılar ilginç tepkiler verdi. Kimileri "bir kolum kopmuş gibi hissettim" derken, kimileri de dijital bağımlılığımızı sorgulamaya başladı. İş dünyası ise tam anlamıyla durma noktasına geldi. Gmail'e erişemeyen şirketler, e-posta trafiğinin sekteye uğramasıyla alternatif iletişim yolları aramak zorunda kaldı.
Bing ve Yandex gibi alternatif arama motorları o anlar için adeta altın çağlarını yaşadı. Normalde Google'ın gölgesinde kalan bu platformlar, kısa süreliğine de olsa ışığı gördü. Tabii bu durum, internet altyapımızın ne kadar merkezileştiğini ve tek bir noktada yoğunlaştığını da gözler önüne serdi.
Çözüm Süreci ve Normale Dönüş
Google'ın teknik ekipleri yaklaşık 2 saatlik bir çalışmanın ardından sorunu çözmeyi başardı. Hizmetler kademeli olarak yeniden erişilebilir hale geldi. Fakat ilginç olan, sistemler normale döndükten sonra bile kullanıcıların bir süre daha erişim problemleri yaşamaya devam etmesiydi.
Uzmanlara göre bunun nedeni, DNS sunucularının ve önbellek sistemlerinin tam anlamıyla senkronize olmasının zaman almasıydı. Yani teknik sorun çözülmüştü ama dijital ekosistemin tamamen normale dönmesi biraz daha zaman aldı.
Google yetkilileri yaşanan aksaklıktan dolayı kullanıcılarından özür diledi ve benzer sorunların yaşanmaması için altyapılarını güçlendireceklerini açıkladı. Bu olay, dijital dünyanın ne kadar kırılgan olabileceğini ve alternatif çözümler üretmenin önemini bir kez daha hatırlattı.
Bir daha ki sefere Google çöktüğünde panik yapmadan önce belki de biraz dijital detoks yapmanın tam zamanı olduğunu düşünebilirsiniz. Ne de olsa bazen teknolojinin bize değil, bizim teknolojiye ihtiyacımız olduğunu unutuyoruz.