Dünya çapında milyarlarca kullanıcıyı derinden etkileyen o olay 4 Eylül 2025 sabahı sessizce başladı. Saatler geçtikçe sosyal medya platformları endişe dolu sorularla dolup taştı: “Google’a giremiyor musunuz?”, “Arama yapamıyorum!”, “Sadece bende mi sorun var?”
Evet, dev çökmüştü. Google’ın arama hizmeti, Gmail, YouTube, Drive ve hatta Google Haritalar… Neredeyse tüm kritik hizmetler erişilemez durumdaydı. İnsanlar adeta dijital bir karanlığa gömülmüştü.
Peki Neler Oldu? Sebep Neydi?
Google’dan gelen resmi açıklama, yaşananların “küresel ölçekte bir altyapı güncellemesi sırasında ortaya çıkan beklenmedik bir karmaşık sistem arızası” olduğunu belirtti. Yani teknik bir insan hatası veya bir yazılım hatası değil, sistemin kendi içindeki bir güncellemenin yol açtığı çok katmanlı bir çöküş.
Kulağa basit gelse de, bu güncelleme domino taşı etkisi yaratarak sunucular arasındaki iletişimi kopardı ve dünya çapında bir kesintiye yol açtı. Google’ın olağanüstü yedekleme sistemleri bile bu hızlı çöküşe initial müdahalede yetersiz kaldı.
Kullanıcılar Nasıl Tepki Verdi?
Panik hafif değildi. İşlerini Gmail üzerinden yürütenler, YouTube’da içerik üretenler, anlık navigasyona ihtiyaç duyan sürücüler… Herkes bir anda sudan çıkmış balığa döndü. X (eski Twitter) ve diğer platformlarda #GoogleÇöktü etiketi hızla trend oldu.
- “Dünyanın sonu geldi sandım, ciddiyim!”
- “İş yerinde tüm sistemler durdu, ofis adeta dondu.”
- “Alternatif arama motorlarına yöneldik ama Google’ın yerini tutmuyor.”
Bu tepkiler, modern toplumun bir dev teknoloji şirketine ne kadar bağımlı hale geldiğini acı bir şekilde bir kez daha gözler önüne serdi.
Sorun Ne Zaman Çözüldü?
Google mühendislerinin yoğun çabaları sonucu, kesintinin başlamasından yaklaşık 3 saat sonra servisler kademeli olarak düzelmeye başladı. İlk önce arama fonksiyonları, ardından diğer hizmetler erişime açıldı. Tabii tüm sistemlerin normale dönmesi ve gecikmiş e-postaların iletilmesi birkaç saati daha buldu.
Şimdi? Her şey yolunda gibi görünüyor. Fakat bu olay, hepimize dijital bağımlılığımızı ve verilerimizi tek bir noktada toplamanın risklerini bir kez daha hatırlattı. Bir daha ki sefere böyle bir kesinti yaşanırsa ne yapacağız? Sizce de dağıtık sistemlere ve alternatiflere yatırım yapmanın zamanı gelmedi mi?
