Elektrikli araçlar yollarda arttıkça, onları besleyecek altyapı yarışı da kızışıyor. Ve görünen o ki, Shell & Turcas bu yarışta öne geçmek için gaz pedalına sonuna kadar basmış durumda. Daha önce 3 bin noktaya ulaşmayı hedeflediklerini açıklamışlardı ama... yanılmışız!
Hedeflerini neredeyse üçe katlayarak 10 bin şarj noktasına ulaşmak istiyorlar. Bu, sadece iddialı bir rakam değil, aynı zamanda Türkiye'nin elektrikli geleceğine dair inanılmaz bir güven beyanı.
Peki Bu Kadar Hızlı Büyümeyi Nasıl Sağlayacaklar?
İşin sırrı, 'Shell Recharge' çatısı altında yürüttükleri agresif franchise modelinde yatıyor. Shell Station bayilerine, otellere, alışveriş merkezlerine – kısacası herkese – açılan bir sistem bu. Onlara diyorlar ki: "Siz bize uygun bir alan sağlayın, biz de size teknoloji, marka gücü ve müşteri getirisi sunalım." Oldukça cazip bir teklif, değil mi?
Zaten deneme amaçlı birkaç franchise noktası devreye alınmış bile. Eğer oralarda işler tıkırında giderse – ki gidiyor gibi görünüyor – önümüzdeki aylarda bu ağın hızla genişlemesini bekleyebiliriz. İstanbul'dan Kars'a, sahilden en ücra köşelere kadar ulaşmayı planlıyorlar. Bu, şehirlerarası yolculuk yapan elektrikli araç sürücüleri için bir devrim niteliğinde olabilir.
Rakamlarla Shell & Turcas'ın Büyüme Hikayesi
Şu an itibarıyla 175'in üzerinde aktif şarj noktaları var. Bu sayı, onları sektörün en büyük oyuncularından biri yapmaya yetiyor. Ama asıl ilginç olan, bu sayıya nasıl ulaştıkları. Kendi istasyonlarını kurmakla yetinmediler; bir akıllıca hamleyle, başka şebekelerdeki noktaları da kendi uygulamalarına entegre ettiler. Yani bir kullanıcı, Shell Recharge uygulamasını açtığında, sadece Shell noktalarını değil, birçok farklı operatörün noktasını da görüp kullanabiliyor. Bu, müthiş bir kullanıcı deneyimi sağlıyor.
Tabii tüm bunlar olurken, akıllara bir soru takılıyor: Türkiye'nin elektrik altyapısı bu yükün altından kalkabilecek mi? Shell & Turcas yetkilileri bu konuda son derece iyimser. Yaptıkları yatırımların ve planlamaların, şebeke stabilitesini göz önünde bulundurarak ilerlediğinin altını çiziyorlar. Yani, 'doldururken şebekeyi de düşündük' diyorlar.
Sonuç olarak, elektrikli araçlar artık bir lüks ya da geleceğin teknolojisi olmaktan çıkıp hayatımızın bir parçası haline gelirken, Shell & Turcas'ın bu dev yatırımı, sadece kendi şirketleri için değil, tüm Türkiye için önemli bir adım. Bakalım, bu 10 bin hedefine kimler, ne zaman ulaşacak? Yarış daha yeni başlıyor.
