Günümüz gençliği için 'popüler olan' neredeyse 'kaliteli olan' ile eş anlamlı hale geldi. Sosyal medya platformlarının her köşesinde karşılarına çıkan trendler, viral içerikler ve anlık fenomenler, genç zihinlerde garip bir algı değişikliğine yol açıyor. Peki bu durum nasıl oldu da hayatımızın merkezine yerleşti?
Aslında işin özü şu: Gençler artık bir şeyin değerini ölçerken, geleneksel kriterlerden çok popülerlik metriğini kullanıyorlar. Beğeni sayısı yüksekse, izlenme rekorları kırıyorsa veya herkes paylaşıyorsa, o içerik otomatikman 'iyi' kategorisine giriyor. Bu durum, dijital dünyanın yarattığı yeni bir gerçeklik aslında.
Sosyal Medyanın Gizli Telkini
Platform algoritmaları sürekli olarak 'popüler' içeriği öne çıkarıyor. Genç kullanıcılar da doğal olarak sürekli aynı tür içeriklere maruz kalıyor. Bu tekrarlanan maruz kalma, zamanla bir çeşit 'algı alışkanlığı' yaratıyor. Yani gençler, popüler olmayan ama nitelikli içerikleri fark etmekte zorlanıyorlar.
Şöyle düşünün: Sürekli aynı restorana giden biri, başka yerlerin varlığını unutmaya başlar. İşte gençlerin dijital dünyası da buna benziyor. Popüler içerikler o kadar dominant hale geldi ki, alternatifler neredeyse görünmez oldu.
Beğenilme Arzusu ve Sosyal Onay İhtiyacı
Gençler için sosyal medyada kabul görmek, gerçek hayatta kabul görmek kadar önemli. Paylaştıkları içeriklerin beğenilmesi, onlar için bir tür sosyal onay mekanizması işlevi görüyor. Bu nedenle, zaten popüler olan içerikleri paylaşmak, bu onayı garantilemenin en kolay yolu haline geliyor.
Kim risk alıp az bilinen bir şarkıyı paylaşmak ister ki? Hele ki gençlik yıllarında, akranlar arasında kabul görme ihtiyacının en yoğun olduğu dönemde...
Eleştirel Düşünme Eksikliği mi, Yoksa Dijital Bağımlılık mı?
Uzmanlar bu konuda ikiye ayrılıyor. Bazıları gençlerde eleştirel düşünme becerilerinin yeterince gelişmediğini savunurken, diğerleri durumu dijital bağımlılığa bağlıyor. Gerçek şu ki, ikisi de doğru olabilir.
Gençler, içerik tüketirken artık 'Bu gerçekten kaliteli mi?' sorusunu sormuyor. Onun yerine 'Bu popüler mi?' sorusu ön plana çıkıyor. Bu da aslında oldukça insani bir davranış - sürü psikolojisinin dijital versiyonu diyebiliriz.
Peki Çözüm Ne?
Öncelikle farkındalık yaratmak gerekiyor. Gençlere, popüler olanın her zaman kaliteli olmayabileceğini anlatmak lazım. Aileler ve eğitimciler olarak, onlara alternatif içerik kaynakları göstermek, farklı perspektifler sunmak önem taşıyor.
Unutmayalım ki, bugünün klasikleri dünün popüler olmayan eserleri arasından çıktı. Kalite her zaman popülerlikle ölçülmez - bazen en değerli inciler, en kalabalık olmayan sahillerde bulunur.
Belki de gençlere şunu sormak lazım: Beğenmediğin halde sırf popüler diye bir içeriği takip etmek, kendine yapılan en büyük haksızlık değil mi?