
Elimizdeki akıllı cihazlar artık uzvumuz gibi oldu derler ya, hiç de haksız sayılmazlar. Öyle ki, son veriler Türkiye'deki kullanıcıların sosyal medya platformlarında günde ortalama 2 saat 58 dakika zaman harcadığını ortaya koyuyor. Bu, neredeyse üç saati ekran başında geçirdiğimiz anlamına geliyor!
Peki bu süre ne ifade ediyor? Haftada yaklaşık 21 saat, ayda ise neredeyse dört tam gün demek. Düşünsenize, dört gün! O kadar zamanı kaydırarak, beğenirerek, paylaşarak geçiriyoruz. İnsan ister istemez düşünmeden edemiyor: Acaba bu vakit başka neler için kullanılabilirdi?
Dijital Çağın Yeni Gerçeği: Sürekli Bağlı Olma Hali
We Are Social ve Meltwater'ın hazırladığı "Dijital 2024" raporu, global çapta ilginç bir tablo çiziyor. Dünya nüfusunun yüzde 61.4'ü, yani 5 milyara yakın insan aktif olarak sosyal medya kullanıyor. Türkiye ise bu listede, ortalama kullanım süresiyle dünya sıralamasında 18. sırada yer alıyor. Listenin başında ise günde 4 saat 10 dakika ile Filipinler var. Onları Güney Afrika ve Kolombiya takip ediyor.
— Durun bir dakika! Bu istatistikler sadece rakamlardan ibaret değil. Aslında her bir dakika, bizim hayatımızdan çalınan anlara işaret ediyor. Farkında mıyız acaba?
Peki Ya Etkileri? Dijital Yorgunluk ve Dikkat Dağınıklığı
Sürekli bildirim sesleri, kırmızı noktalar ve sonsuz bir kaydırma döngüsü... Beynimiz aslında bu kadar çok uyarana hiç alışık değil. Uzmanlar, bu durumun dijital yorgunluk ve ciddi anlamda dikkat dağınıklığına yol açtığı konusunda hemfikir. Odaklanma sürelerimiz kısaldı, sabrımız azaldı. Bir belgeseli bile baştan sona izleyemez olduk.
Konuyla ilgili görüşüne başvurduğumuz bir psikolog, "Sosyal medya, beynin ödül merkezini sürekli uyarıyor. Her beğeni, her yorum minik bir dopamin patlaması yaşatıyor. Bu da bağımlılık yapıcı bir döngü oluşturuyor" diyor. Oldukça ürkütücü değil mi?
En Çok Hangi Platformlar Kullanılıyor?
Peki milyonlarca kullanıcı bu üç saati nerede geçiriyor? İşte platformların kullanım oranları:
- YouTube: %95.4 - Video izleme devi tahtını kimseye bırakmıyor.
- WhatsApp: %93.2 - Mesajlaşmanın vazgeçilmezi.
- Instagram: %92.1 - Görsel paylaşımın merkez üssü.
- Facebook: %74.6 - Eskimeyen dev.
- TikTok: %67.5 - Genç nüfusun gözdesi.
- X (eski adıyla Twitter): %46.8 - Gündemin nabzını tutan platform.
— Rakamlar oldukça çarpıcı. Neredeyse herkesin telefonunda bu uygulamalardan en az birkaçı mevcut.
Pandemi Sonrası Alışkanlıklarımız Değişti Mi?
COVID-19 döneminde dijital platform kullanımı inanılmaz bir artış göstermişti. Peki sonrasında? İlginç bir şekilde, kullanım süreleri pandemi öncesi seviyelere inmedi. Aksine, yeni normal olarak adlandırılan bu dönemde bile ekran başında geçirdiğimiz süre oldukça yüksek kaldı. Alışkanlıklarımız kalıcı olarak değişmiş gibi görünüyor.
Belki de artık işe gidip gelirken, yemek yerken, hatta sohbet ederken bile telefonlarımızdan vazgeçemiyoruz. Bu, modern çağın en büyük çelişkilerinden biri: Bir yandan herkese bağlıyız, diğer yandan aslında yalnızız.
Sonuç: Dijital Detoks Zamanı Mı?
Evet, rakamlar ortada. Peki şimdi ne olacak? Bu gidişatı tersine çevirmek mümkün mü? Uzmanlar, bilinçli kullanımın altını çiziyor. Küçük adımlarla başlamak en iyisi: Bildirimleri kapatmak, belirli saatlerde telefonu elden bırakmak, yatmadan en az bir saat önce ekranlarla ilişiği kesmek...
— Unutmayalım, bu araçlar aslında bize hizmet etmek için var, biz onlara değil. Kontrolü ele almanın tam zamanı. Yoksa dijital yorgunluk hepimizi esir alacak gibi görünüyor.