Londra'nın kalbinde, gözler uzayın derinliklerine çevrildi. Türkiye'nin gururu milli astronotumuz, bir avuç meraklı dinleyiciye uzaydaki o büyülü deneyimlerini aktardı. "Dünya'yı yukarıdan görmek... Kelimelerle anlatılamaz bir duygu" diye başladı söze, gözlerinde hâlâ o anın heyecanını taşıyarak.
Uzay istasyonundaki ilk günlerini "bir çocuğun oyuncak mağazasında kaybolması" gibi tanımladı. Yer çekimsiz ortama alışmanın komik anlarını anlatırken salonda kahkahalar yankılandı: "Bir bardak su içmek bile başlı başına bir maceraya dönüşüyor!"
Uzayda Türk Kahvesi Keyfi
En ilgi çeken detaylardan biri de uzayda Türk kahvesi içme deneyimi oldu. "Özel tasarlanmış fincanlarla" diye açıkladı, "ama yine de her yudumda minik kahve damlacıkları etrafta uçuşuyordu. Temizlik ekibi pek hoşlanmadı haliyle!"
Bilimsel çalışmalara gelince ciddileşti: "Yaptığımız deneyler, özellikle malzeme bilimi alanında Türkiye için büyük önem taşıyor." Mikro yer çekimi ortamında elde edilen verilerin ülkemizin uzay sanayisine katkı sağlayacağını vurguladı.
"Dünya Bir Bütün"
En etkileyici anısı ise uzaydan Dünya'yı izlemek olmuş: "Sınırlar yok oluyor. Ülkeler, siyasetler önemsizleşiyor. Orada sadece mavi bir gezegen görüyorsunuz - hepimizin evi." Bu sözler salonda derin bir sessizliğe neden oldu.
Gençlere seslenirken sesi titredi: "Hayallerinizin peşinden gidin. Ben bir köy çocuğuydum, şimdi yıldızlara dokundum." Program sonunda izleyiciler ayakta alkışladı - belki de geleceğin astronotları arasından biri o salondaydı kim bilir?
