
Dünya, son aylarda adeta bir dijital savaşın eşiğinden döndü. 12 gün boyunca süren siber çatışmalar, devletlerin teknoloji alanındaki kırılganlıklarını acımasızca ortaya serdi. Öyle ki, bazı ülkelerin kritik altyapıları saatlerce karanlıkta kaldı.
Peki bu kaosun ortasında Türkiye'nin konumu neydi? Aslına bakarsanız, yerli yazılım hamlelerimiz sayesinde beklenenden çok daha az etkilendik. Uzmanlar, "Milli teknoloji atılımlarımızın meyvelerini topluyoruz" diyor.
Kritik Altyapıların Şifresi: Yerli ve Milli
Şu bir gerçek ki, artık savaşlar sadece cephelerde değil, dijital ortamda da yapılıyor. Savunma Bakanlığı'nın son raporuna göre, geçen ay yaşanan saldırılarda:
- Yabancı menşeli yazılım kullanan kurumların %73'ü ciddi zarar gördü
- Yerli çözümlere geçiş yapan kuruluşlarda ise kayıp oranı sadece %12 oldu
- En çok hedef alınan sektörler enerji ve finans oldu
Teknoloji Bakanı'nın deyimiyle: "Dijital bağımsızlık artık lüks değil, zorunluluk." Gerçekten de öyle. Çünkü küresel gerilimler arttıkça, yazılım tedarik zincirlerindeki riskler de katlanarak büyüyor.
Yerli Yazılım Ekosistemi Patlama Yaptı
Son olayların ardından yerli teknoloji şirketlerine olan talep adeta patladı. Öyle ki:
- Kamu kurumlarının %68'i 2025 sonuna kadar yabancı yazılımları terk etme kararı aldı
- Yerli bulut çözümlerine geçiş için ayrılan bütçe 3 kat arttı
- Üniversitelerin siber güvenlik bölümlerine başvurular rekor kırdı
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yetkilileri, "Bu kriz aslında fırsata dönüştü" diye ekliyor. Haklılar da... Çünkü yerli yazılım sektörü son 6 ayda %47 büyüme kaydetti.
Peki ya siz? Kurumunuzun dijital dönüşüm yolculuğunda hangi noktadasınız? Unutmayın, bir sonraki siber fırtınaya hazırlıksız yakalanmamak için bugünden adım atmak şart.