Bakan Göktaş'tan Çarpıcı Açıklama: Aile, Savunma Sanayii Kadar Stratejik Bir Meseledir!
Bakan Göktaş: Aile Savunma Sanayii Kadar Stratejik

Dün akşam saatlerinde düzenlenen o önemli toplantıda, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın ağzından dökülen sözler herkesi derinden etkiledi. Sanki odadaki havayı bir anda değiştiren o cümleler, aslında uzun zamandır üzerinde düşünülmesi gereken bir gerçeği gözler önüne seriyordu.

"Aileyi korumak ve güçlendirmek..." diye başladı konuşmasına Bakan Göktaş, "Bu mesele, savunma sanayii kadar stratejik öneme sahip. Hatta belki de daha fazla."

Toplumun Temel Taşı: Aile

Aslında düşününce, bu ne kadar da doğru bir tespit. Savunma sanayii ülke güvenliği için elbette kritik öneme sahip - kimse bunun aksini iddia edemez. Fakat aile? Aile dediğimiz yapı, toplumun çekirdeği, temeli, adeta can damarı. O olmadan hiçbir şeyin anlamı kalmıyor.

Bakan'ın sözlerinin altında yatan asıl mesaj şuydu: "Savaş uçakları, tanklar, silahlar elbette önemli ama bunların ardındaki insanı, aileyi, toplumu koruyamazsak hepsi boş."

Sayılarla Desteklenen Politika

Konuşmasında somut verilere de yer veren Göktaş, aile odaklı politikaların meyvelerini toplamaya başladıklarını belirtti. Rakamlar konuşuyor adeta - sosyal destek programları, aile danışmanlık merkezleri, kadın sığınma evleri... Bunların hepsi bir arada düşünüldüğünde, aslında ne kadar kapsamlı bir çalışma yürütüldüğü ortaya çıkıyor.

Şöyle bir etrafa bakınca görüyorsunuz ki, modern hayatın getirdiği tüm zorluklara rağmen aile kurumunu ayakta tutmak için verilen mücadele gerçekten takdire şayan.

Gelecek Vizyonu

Peki ya gelecek? Bakan Göktaş'ın vizyonu oldukça net: "Amacımız sadece bugünü değil, yarınları da güvence altına almak. Çocuklarımızın, gençlerimizin sağlıklı aile ortamlarında büyümesi en büyük önceliğimiz."

Bu sözler aslında çok şey anlatıyor. Düşünsenize, güçlü aileler, güçlü toplumlar demek. Güçlü toplumlar ise -evet, tahmin ettiğiniz gibi- güçlü ülkeler.

Toplantıda dikkat çeken bir diğer nokta ise Bakan'ın samimi üslubuydu. Sanki sadece bir bakan olarak değil, bir anne, bir eş olarak da konuşuyordu. Bu samimiyet, söylediklerinin etkisini katbekat artırıyordu doğrusu.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: Savunma sanayiimiz ne kadar gurur kaynağıysa, aile kurumumuzu korumak da en az o kadar hayati önem taşıyor. Ve görünen o ki, bu konuda doğru adımlar atılıyor.