
Düğün derken aklınıza ne geliyor? Masallardaki gibi kusursuz bir gün mü, yoksa son dakika aksiliklerinin kol gezdiği bir kaos mu? Aslında ikisi de mümkün, ama hangisinin olacağı tamamen sizin elinizde.
Her Şeyi Kontrol Etmeye Çalışmak: En Büyük Tuzak
Şöyle bir düşünün: Düğününüzde her detayı kontrol etmeye çalışıyorsunuz. Menüden müziğe, dekorasyon konuk listesine kadar her şeyle bizzat ilgileniyorsunuz. Peki sonuç? Stresten bitap düşmüş bir gelin veya damat. Oysa profesyonel bir organizatörle çalışmak, sizi bu yükten kurtarabilir.
Davetli Listesi: Kimseyi Kırmamak İmkansız
"Aman komşumuzu çağırmazsak ayıp olur" diye düşünüyorsunuz değil mi? Haklısınız da... Ama şunu unutmayın: Düğün sizin gününüz. Sadece gerçekten istediğiniz insanların orada olmasına izin verin. Sonuçta, masrafları siz çekiyorsunuz!
İşte size altın değerinde bir ipucu: Listenizi üçe bölün:
- Kesinlikle olmalı dedikleriniz
- Olursa iyi olur dedikleriniz
- "Belki bir ara yemeğe çağırırız" dedikleriniz
Bütçe Planlaması: Gözünüzü Korkutmasın
Düğün masrafları göz korkutucu olabilir - özellikle de Instagram'da gördüğünüz o "masalsı" düğünlerden sonra. Ama unutmayın, herkesin bütçesi farklı. Önemli olan, paranızı en doğru yere harcamak.
Mesela şunu deneyin: Önceliklerinizi belirleyin. Mükemmel bir fotoğrafçı mı istiyorsunuz? O halde belki de dekorasyonda biraz fedakarlık yapabilirsiniz. Yoksa canlı müzik sizin için vazgeçilmez mi? DJ masrafından kısabilirsiniz.
Son Dakika Panikleri: Sakın Kendinizi Kaybetmeyin!
Düğün günü geldiğinde, bazı şeyler planladığınız gibi gitmeyebilir. Hava kötü olabilir, bir davetli gelebilir, belki de pasta istediğiniz gibi olmamıştır. Ama inanın, yıllar sonra bunları hatırladığınızda güleceksiniz.
En önemlisi? O anın tadını çıkarın. Çünkü inanın bana, göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor.