İşte öyle bir duygu ki anlatması kelimelerin kifayetsiz kaldığı cinsten. Tolga Sarıtaş, hayatındaki bu yepyeni sayfayı anlatırken gözlerindeki o ışıltıyı görmeniz lazım aslında.
Baba olmak... Kimine göre sıradan bir gelişme, kimine göre hayatın en büyük mucizesi. Tolga için ise bu ikinci tanıma çok daha yakın duruyor. "Bambaşka bir duygu" diye tarif ediyor ya, tam da öyle işte.
Kariyerdeki Tüm Başarılardan Daha Farklı
Setler, kameralar, alkışlar... Hepsi güzel de, bir çocuğun size "baba" demesi karşısında hepsi sönük kalıveriyor. Tolga'nın anlattıklarından anlıyoruz ki, oyunculuk kariyerindeki tüm başarılar ve ödüller, bu yeni rolün yanında adeta silikleşmiş.
Şöyle düşünün: Yıllarca karakterlere hayat veriyorsunuz, sahnelerde farklı kişilikler oluyorsunuz. Ama bir gün geliyor, hayat size en doğal, en otantik rolünüzü veriyor. İşte Tolga tam da bu rolü yaşıyor şu sıralar.
Her Şey Değişiyor
Hayata bakış açısı mı? Tamamen değişmiş. Öncelikler mi? Yepyeni bir düzene girmiş. Hani derler ya "evlat insanı yeniden doğurtur" diye, Tolga'nın paylaşımlarından anladığımız kadarıyla o da bu yeniden doğuş sürecini yaşıyor.
Gece gündüz demeden çalıştığı setlerdeki yorgunluğu unutturan, sabahlara kadar süren çekimlerin stresini silip atan bir duygu bu. Öyle ki, sanırım hiçbir senaryo, hiçbir yönetmen bu kadar derin bir karakter dönüşümü yaratamazdı.
Ve işin en güzel yanı? Bu rolün finali yok, perde kapanmıyor. Aksine, her gün yeni bir sahne, yeni bir diyalog, yeni bir mucize...