Göz alıcı bir uyum içinde yaşayan Kıvanç Tatlıtuğ ve Başak Dizer, evlerinin kapılarını adeta bir moda dergisi sayfasına çevirmiş durumda. Öyle ki, her köşesinde ayrı bir zarafet, ayrı bir estetik anlayış fışkırıyor.
Kimileri için 'ev' denince akla sadece dört duvar gelir ama bu çift için durum çok farklı. Onların mekanı, sanki bir tasarımcının elinden yeni çıkmış gibi duruyor. Minimalizmin sadeliği ile konforun sıcaklığını aynı potada eritmeyi başarmışlar. Açıkçası, bu dengeyi kurmak her babayiğidin harcı değil.
Her Detayda Ayrı Bir Zarafet
Oturma odasına ilk bakışta insanı etkisi altına alan bir ferahlık hakim. Geniş pencerelerden süzülen doğal ışık, seçilmiş nötr tonlarla dans eder gibi. Ahşap dokunuşlar ve toprak renkleri, mekana sıcak bir samimiyet katıyor. Şöminenin başında geçirilecek bir akşamın ne kadar huzur verici olabileceğini düşünmek bile insanı içini ısıtıyor.
Ve mutfak... Modern çizgilerle bezenmiş, adeta bir şefin hayalini süsleyecek donanıma sahip. Sanki yemek yapmak değil, bir ritüeli yerine getirmek için tasarlanmış. Kıvanç'ın belki de kahve keyfi yaptığı o bar taburesi, her şeyi tamamlıyor.
Sanat ve Yaşam İç İçe
Duvarlara asılı olan sanat eserleri, evin ruhunu ele veriyor. Çiftin sanata ve güzelliğe olan düşkünlüğü, her bir köşede kendini belli ediyor. Kitaplıklar ise sadece dekorasyon amaçlı değil, gerçekten okunan kitaplarla dolu. Bu da onların entelektüel yönünü gözler önüne seriyor.
Yatak odasındaki yatak örtüsünden, banyodaki havlulara kadar her detayın özenle seçildiği belli oluyor. 'Az çoktur' felsefesini benimsemişler ama bu azlığın içine o kadar çok anlam katmışlar ki... İnsan "İşte budur!" demekten kendini alamıyor.
Sonuç olarak, Kıvanç Tatlıtuğ ve Başak Dizer'in evi, onların kişiliklerini yansıtan bir ayna adeta. Şıklığı, konforla buluşturan bu yaşam alanı, gerçekten takdir edilesi. Moda dergileri bile bu evi kapak yapmak isteyebilir!
