
Güneşin altında kavrulan bir yaz günü daha kapıda ve Diyanet İşleri Başkanlığı, bu Cuma'nın manevi iklimini şekillendirecek hutbeyi yayınladı. Her zamanki gibi, ama hiçbir zaman aynı olmayan bir içerikle...
Bu Haftanın Kalbi: "Sabır ve Şükür Dengesi"
Öyle bir konu seçilmiş ki, modern hayatın koşturmacasında unuttuğumuz iki temel erdemi hatırlatıyor adeta. Sabır denen o zorlu dağ ile şükür denen bereketli vahanın arasında gidip gelen ruhlarımız için tam bir rehber niteliğinde.
Metinde dikkat çeken bazı pasajlar:
- "Nimetler karşısında dilimiz şükürle, zorluklar karşısında yüreğimiz sabırla dolsun" vurgusu
- Günlük hayatta karşılaştığımız küçük büyük tüm sınamalara dair pratik öneriler
- Peygamber efendimizin hayatından yola çıkan etkileyici kıssalar
Diyanet'ten Özel Vurgu
Resmi açıklamada, hutbenin toplumsal dayanışmaya da dikkat çektiği belirtiliyor. Özellikle komşuluk ilişkileri ve aile bağları konusunda adeta bir hatırlatma niteliğinde. "Şu sıcaklarda bir yaşlı komşunuzun halini hatırını sormak bile büyük bir erdemdir" diyor metin - ki doğrusu, pek çoğumuzun gözden kaçırdığı bir incelik...
Hutbe metninin tamamında hissedilen o samimi üslup, Diyanet'in bu yılki yaklaşımının da bir göstergesi sanki. Daha sıcak, daha güncel ve hayatın içinden örneklerle bezeli bir anlatım tarzı benimsemişler.
Bazı cümleler var ki, okurken insanın içine işliyor: "Sabır, yüreğin sessiz çığlığıdır; şükürse gözlerin konuşan duası..." diye başlayan o pasaj mesela - modern hayatın hızına kapılıp gittiğimiz şu günlerde tam da ihtiyacımız olan bir hatırlatma.