
Kim bilir kaç kez duymuşsunuzdur: "41 kere maşallah!" Peki, bu sayının özel bir anlamı var mı, yoksa sadece rastgele bir tercih mi? İşin aslı, bu gelenek sandığınızdan çok daha derin köklere sahip.
Sayıların Büyüsü ve Nazar İnancı
Eskilerin dediği gibi, "nazar değmesin diye" söylenen bu söz, aslında Anadolu’nun kadim inançlarından bir yansıma. 41 sayısının mistik bir gücü olduğuna inanılıyor — belki de bu yüzden bebeklerin yanında, yeni alınan eşyalara karşı hep bu sihirli sayı mırıldanıyor.
Bazılarına göre 40’ın üzerine eklenen 1, tamamlanmışlığı simgeliyor. Diğer bir görüşe göreyse, 41’in Arapça harflerle yazılışındaki rakamsal değeri ("mim" harfi 40, "elif" ise 1) koruyucu bir tılsım oluşturuyor.
Günümüzde Yaşayan Bir Ritüel
Modern hayatta bile — telefonlara yüklenen nazarlıklara, arabalara asılan mavi boncuklara rağmen — bu sözün gücüne inananlar az değil. Öyle ki, sosyal medyada paylaşılan bebek fotoğraflarının altına bile "41 kere okunmuştur" yazıldığını görmek mümkün.
- Neden 40 değil de 41? Belki de "bir fazlası"nın güven verdiği için.
- Kimileri bunu dini bir dua, kimileriyse folklorik bir pratik olarak görüyor.
- İlginç olan şu: Batı’da "knock on wood" (tahtaya vur) neyse, bizde de bu sözün yeri aynı.
Sonuç olarak, ister inanın ister inanmayın, bu küçük ritüel kültürümüzde öyle bir yer etmiş ki, yok olması pek mümkün görünmüyor. Siz de bir dahaki sefere duyduğunuzda, belki gülümserken bir an durup düşüneceksiniz: "Acaba gerçekten işe yarıyor mu?"