
Bazen bir insanın yaptığı, kelimelerin ifade etmekte yetersiz kaldığı bir derinliğe sahip olur. İşte öyle bir şey bu. Sosyal medyada anonim bir kullanıcı, ismini bile bilmediğimiz bir genç kız, yüreği buruk bir video paylaştı. Görüntülerde, gözleri doluydu ama kararlılığı demirden daha güçlüydü.
Sebep mi? Annesini kanserden kaybetmişti. Ve o korkunç günün yıl dönümü yaklaşıyordu. Çoğumuz böyle anlarda çiçeklerle, anma mesajlarıyla yetiniriz. Ama o? O, çok daha kalıcı, çok daha anlamlı bir şey yapmak istedi. Suyu bırakmaya karar verdi. Evet, yanlış duymadınız. Tam 24 saat boyunca hiç su içmeyecekti.
Bir Damla Suyun Değerini Anlamak
Amacı, o anlamsız acıyı bir nebze olsun hissedebilmek miydi? Hayır. Asıl niyeti, susuzluğun verdiği o dayanılmaz hissi bir bağışa dönüştürmekti. 'İçmediğim her bardak suyun bedelini, kanserle savaşanlara bağışlayacağım' dedi. Parasını LÖSEV'e, yani Lösemili Çocuklar Vakfı'na bağışlamak için bir kumbara oluşturdu. Düşünsenize, kişisel bir fedakarlık, nasıl da kolektif bir iyiliğe evriliyor.
Paylaşım kısa sürede sosyal medyada bir fırtına gibi esti. İnsanlar bu saf iyilik karşısında adeta büyülendiler. Yorumlar birbirini kovaladı: 'Allah annene rahmet, sana da sabır versin', 'Senin gibi evlatlar var oldukça bu dünya daha güzel', 'Çok duygulandım, hemen bağış yapıyorum'. Herkes, bu asil duruş karşısında derinden etkilenmişti.
Bir Eylemin Dalga Dalga Yayılan Etkisi
Bu hikaye bize neyi gösteriyor? Şunu: Gerçek empati, başkasının acısını hissetmekten de öte, onun için harekete geçmektir. O genç kız, belki de farkında olmadan, sessiz bir devrim başlattı. İnsanlara, en basit ihtiyaçlarımızın bile aslında ne kadar kıymetli olduğunu ve onları paylaşmanın güzelliğini hatırlattı.
Ve işin en güzel tarafı? Bu, sadece bir kerelik bir hareket değil. O, herkesi aynı şeyi yapmaya, kendi 'susama eylemlerini' başlatmaya ve bağışta bulunmaya davet etti. Belki de önümüzdeki günlerde, #AnnesininHatırasınaSusuyorum etiketiyle onlarca, yüzlerce yeni hikaye göreceğiz. İyilik, her zaman olduğu gibi, bulaşıcı çıktı.
Bu, sıradan bir sosyal medya fenomeninden çok daha fazlası. Bu, bir kızın annesine olan sevgisinin, binlerce insanın yüreğine dokunan bir iyilik hareketine dönüşme hikayesi. Ve kim bilir, belki de o annenin ruhu, kızının yaktığı bu meşaleyi görüp gülümsüyordur.