Tam da hayatının en özel dönemlerinden birini yaşarken, kameraların karşısındaki o güçlü duruşunun arkasında bambaşka bir hikaye saklı Begüm Öner'in. Üç aylık hamile olduğunu açıklayan oyuncu, içinden geçenleri anlatırken belki de birçok anne adayının sesi oldu.
"Hep böyle mi olacak?" diye soruyor, sesinde hafif bir titremeyle. Aslında hepimizin bildiği o 'hamilelik güllük gülistanlık' tablosunun gerçeklerle pek de örtüşmediğini fısıldıyor adeta.
Sabah Bulantıları ve Yorgunluk Duvarı
Şu sabah bulantıları mesela... Kimi zaman öyle şiddetleniyor ki, günlük rutinini sürdürmek bile imkansızlaşıyor. "Kalkmak, yataktan çıkmak bile bazen işkence gibi geliyor" diye anlatıyor. Oysa dışarıdan bakanlar için her şey toz pembe görünüyor, değil mi?
Yorgunluk ise apayrı bir dert. Vücudunun içinde bambaşı bir canlının büyüdüğünü her an hatırlatan, sinsice yayılan bir ağırlık. "Enerjim tükenmiş gibi hissediyorum" diyor Begüm, "sanki pillerim bitik".
Duygusal Roller Coaster
Bir de duygusal dalgalanmalar var tabii. Bir an mutluluktan uçarken, iki dakika sonra sebepsizce gözlerinin dolması... Hormonların bu inanılmaz dansı karşısında şaşkına dönüyor insan.
"Bazen kendimi tanıyamıyorum" diye itiraf ediyor. "Bir sabah uyanıyorsunuz ve içinizde koskoca bir fırtına kopuyor, sebepsiz yere."
Peki Ya İş Hayatı?
Oyunculuk mesleği zaten başlı başına yorucu. Kamera karşısında enerjik görünmek, setin tempousuna ayak uydurmak... Tüm bunlar hamileliğin ilk aylarında katbeket zorlaşıyor.
Begüm'ün sorusu aslında hepimizin aklına takılıyor: Bu zorluklar geçici mi, yoksa dokuz ay boyunca böyle mi sürecek? Cevabını bilmiyor henüz, tıpkı diğer tüm anne adayları gibi.
Ama şu var ki, her zorluğun ardında muhteşem bir ödül olduğunu da biliyor. İçinde büyüyen o minik mucizeyi düşündükçe, tüm sıkıntıların değdiğini hissediyor.
Begüm Öner'in bu samimi itirafları, hamileliğin sadece mutlu anlardan ibaret olmadığını bir kez daha hatırlatıyor bize. Zorluklar var evet, ama sonunda kucağınıza alacağınız o küçük meleğin hayali her şeye değer.
