O gün hava, sanki içerde kopan fırtınayı dışarıya yansıtırcasına ağır ve bulutluydu. Ünlü televizyon sunucusu Derya Tuna, hayatının en zor günlerinden birine uyanmıştı. Sevgili kardeşi, ebediyete uğurlanacaktı.
Cenaze töreni alanına adım attığı an, yüzündeki o tarifsiz acıyı görmemek mümkün değildi. Sanki dünyası başına yıkılmıştı. Gözleri, içine düştüğü hüznün derinliğini anlatırcasına doluydu. İnsan, böyle anlarda ne söyleyeceğini bilemiyor doğrusu.
Son Bakış, Son Dokunuş
Tabutun başına ilerleyişi ağır ağırdı. Her adım, bir anıyı, bir kahkahayı, kaybedilen bir sesi hatırlatıyor gibiydi. Kardeşine son kez dokunduğunda, artık tutamadığı gözyaşları yanaklarından süzülmeye başladı. O an orada bulunanlar için de yürek burkan bir manzaraydı.
Kim derdi ki böyle bir gün gelecek? Ailenin en neşeli, herkesi güldüren üyesi, şimdi sessizliğe bürünmüştü. Derya Tuna'nın omuzlarındaki o ağırlığı hissetmemek elde değildi. İnsanın can yoldaşını kaybetmesi, tarifi imkansız bir acı.
Sevenleri ve aile fertleri, onu bu zorlu anında yalnız bırakmadı. Etrafını saran destek, belki de o an için tek teselliydi. Ama kim bilir, içinde kopan fırtınayı dindirmeye yetiyor muydu?
Gözlerden Uzak Ama Yüreklerde Yakın
Tören boyunca Derya Tuna'nın sakin bir görüntü çizmeye çalıştığı belli olsa da, bazı acılar saklanamazdı. Ara sıra dudaklarından dökülen dualar, titreyen elleri... İnsan hali, ne yapsın?
Kardeşinin naaşı, dualar eşliğinde son yolculuğuna uğurlandığında, Tuna'nın yüzündeki ifade adeta 'Artık yalnızım' diye haykırıyordu. O an, kameralardan uzak, sadece acının ve sevginin olduğu bir andı. Gerçekten de, hayatın en acımasız derslerinden biriydi bu.
Sevenleri, sosyal medyadan bu zorlu süreçte Derya Tuna'ya sabır ve başsağlığı dileklerini iletiyor. Umarız, zaman bu derin acıyı bir nebze olsun hafifletir. Geriye kalan, sadece güzel anılar ve yüreklerde yaşatılan bir sevgi olacak.
