Kim derdi ki bir fotoğraf karesi bu kadar hissiyat yüklü olabilir? Oyuncu Ecem Karataş, bugün sosyal medyada takipçileriyle paylaştığı bir dizi eski fotoğrafla adeta zaman tüneline girdi ve herkesi o güzel, belki de biraz tozlu anılar albümüne götürdü.
Paylaştığı karelerde, çok daha genç halleriyle çekilmiş, gülüşlerin daha carefree, anların daha yoğun olduğu zamanlardan kesitler vardı. Üstelik yanında, o dönemden bir de yakın arkadaşı... İkili, objektife öyle içten, öyle samimi gülümsüyordu ki, fotoğrafın çekildiği anın enerjisi ekrandan bile hissediliyordu.
İşte tam da bu noktada Ecem Hanım, o meşhur düğmeye bastı ve altına düştüğü notla herkesi iki dakikalığına da olsa düşündürdü: "Çok özledim bu zamanları..." Cümle kısaydı belki, ama taşıdığı duygu yükü oldukça ağırdı.
Peki neden şimdi? Neden tam da bu anda bu nostalji dalgası? İnsan ister istemez merak ediyor. Belki de hayatın o koşturmacası içinde, bir an durup soluklanmak ve nereden nereye geldiğini hatırlamak istedi. Belki de o saf, hesapsız mutluluk anlarına duyulan özlemdi. Kim bilir?
Takipçiler ise bu içten paylaşıma kayıtsız kalamadı. Yorumlar kısmı bir anda sevgi ve özlem mesajlarıyla doldu taştı. Kimi "Aynen öyle, o günler bir başkaydı" diye yazarken, kimi de "Keşke zamanı geri sarabilsek" diye ekledi. Ortak bir hissiyat, sanal dünyada somut bir karşılık bulmuştu.
Şunu itiraf etmek gerek: Bu tarz samimi, rollere bürünmemiş, numarasız paylaşımlar, özellikle de bir oyuncudan geldiğinde, insanı kendisine bir adım daha fazla yaklaştırıyor. Ecem Karataş da tam olarak bunu başardı. Bugünkü paylaşımıyla, parlak ışıkların ve kameraların ötesinde, herkes gibi anılara tutunan, duyguları olan bir birey olduğunu bir kez daha hatırlattı. Ve aslında hepimizin ortak noktasına değindi: Geçmiş, her zaman güzel bir sığınaktır.
