
Bir anlık öfkeyle ağzımızdan çıkanlar, bazen yılların emeğini bir anda silip atabiliyor. Hele ki karşımızdakine hakaret etmişsek ya da kalbini kıracak sözler sarf etmişsek... İşte o an, o saniyeler, belki de hayatımızın en büyük pişmanlıklarından biri olarak hafızamıza kazınıyor.
Düşünsenize, trafikte yaşadığınız küçük bir tartışma, iş yerindeki sinir patlaması ya da sevdiklerinize söylediğiniz o incitici sözler... Hepsi birer mayın gibi ilişkilerinizi patlatmaya hazır bekliyor.
Neden Kontrolü Kaybediyoruz?
Beynimiz, tehdit altında olduğunu hissettiğinde 'savaş ya da kaç' moduna geçiyor. Ancak modern dünyada bu tepki genellikle aşırı ve uygunsuz oluyor. Bir e-postaya verdiğimiz sert yanıt, patronumuza söylediğimiz o laf ya da eşimize attığımız o çirkin mesaj...
Peki ne yapmalı?
- 10 saniye kuralını uygulayın: Öfkeniz kabardığında içinizden 10'a kadar sayın. Basit ama etkili!
- Mekan değiştirin: Tartıştığınız ortamdan bir süreliğine uzaklaşın.
- Kendinize sorun: 'Bu sözü söylemenin bana ne faydası olacak?' diye düşünün.
Pişmanlık Çok Geç Olmadan...
Şu basit gerçeği unutmayın: Söyledikleriniz için özür dilemek mümkün ama onların açtığı yaraları tamamen sarmak her zaman mümkün olmayabilir. Kimi zaman bir 'özür' yetmiyor, kimi zaman ise çok geç kalınıyor.
Öyle değil mi? Kaç kez 'keşke o an susaydım' dedik kendi kendimize... Kaç kez pişman olduk ama iş işten geçmişti.
Son bir tavsiye: Ağzınızdan çıkacak her sözün, bir gün size geri döneceğini unutmayın. Bazen en güçlü olan, susmayı bilendir.