
İzmir'in sokaklarında bir efsane dolaşıyor. Adı Hatice. Ama o, sıradan bir şoför değil. Tam 16 yıldır minibüs direksiyonunda, erkek egemen bu meslekte kendine sağlam bir yer edinmiş cesur bir kadın.
Sabahın erken saatlerinde, güneş henüz uyanmadan yola çıkıyor Hatice. Minibüsünün kapısını açıyor, koltuğuna yerleşiyor ve direksiyonu kavrıyor. Elleri nasır tutmuş belki, ama yüreği hep diri. "Başlangıçta tuhaf bakışlar vardı tabii" diyor gülümseyerek, "Şimdi? Artık beni tanıyorlar."
Erkeklerin Dünyasında Bir Kadın
Ulaşım sektörü -özellikle de minibüsçülük- genellikle erkeklerin alanı olarak görülür. Ama Hatice, bu kalıbı yerle bir etmiş. İlk günlerde yaşadığı zorlukları anlatırken sesi titriyor bazen: "Bazı yolcular, kadın şoför görünce binmek istemedi. Ama pes etmedim."
Bugünse durum çok farklı. Müşterileri onu seviyor, saygı duyuyor. Hatta bazıları özellikle Hatice'nin minibüsünü bekliyor. "Kadın şoför daha dikkatli oluyor" diyenler bile var.
Zorluklar ve Zaferler
- İlk yıllarda meslektaşlarından dışlanma
- Yolcuların önyargılı tutumları
- Uzun çalışma saatlerine rağmen ailesine zaman ayırma mücadelesi
Ama Hatice tüm bunların üstesinden gelmiş. Şimdi minibüsünde kendi küçük krallığını kurmuş durumda. Radyosundan yükselen türküler eşliğinde İzmir sokaklarını arşınlıyor.
"Bazen genç kızlar minibüse biniyor," diyor gözleri parlıyarak, "Beni görünce şaşırıyorlar sonra gururla bakıyorlar. İşte o an her şeye değiyor."
Geleceğe Bakış
Hatice, kızlarına ve tüm genç kadınlara örnek olmak istiyor. "Yapmak istediğiniz işi yapın," diyor kararlılıkla, "Kim ne derse desin. Ben yaptım, siz de yapabilirsiniz."
16 yıllık deneyimiyle artık sektörün ağabeyleri bile ona saygı duyuyor. Hatice'nin hikayesi, sadece ulaşım sektöründe değil, tüm erkek egemen mesleklerde kadınların neler başarabileceğinin canlı kanıtı.
İzmir sokaklarında bir minibüs görürseniz, direksiyonunda gülümseyen bir kadın olabilir. İşte o Hatice'dir - cesaretin, azmin ve kararlılığın simgesi.