İlişkiler... Kimi zaman cennetten bir köşe, kimi zaman ise içinden çıkılmaz bir labirent. Peki, o labirentte kaybolmamak için hangi yollardan kaçınmalıyız? İşte, uzmanların üzerine basa basa vurguladığı dört kritik hata ve çözüm önerileri.
1. Dinlemek mi, Duymak mı? İşte Bütün Mesele Bu!
Karşınızdaki konuşurken siz sadece sıranın size gelmesini mi bekliyorsunuz? O zaman yalnız değilsiniz - aslında maalesef çoğunluktasınız. Gerçek dinlemek, o sırada cevabınızı hazırlamak değil, anlamaya çalışmaktır. İşe, partnerinizin söylediklerini kendi cümlelerinizle tekrarlayarak başlayabilirsiniz. "Yani sen..." diye başlayan cümleler sihirlidir.
2. Geçmişin Hayaletleri: Eski Kavgaları Canlandırmak
Şu anda yaşadığınız problemle ilgisi olmayan aylar öncesinin tartışmasını masaya getirmek, yangına benzin dökmekten farksız. Her tartışma kendi bağlamında değerlendirilmeli. Geçmişi karıştırmak, çözüm değil, kaos getirir.
3. Suçlayıcı Dil: "Sen" ile Başlayan Cümleler
"Sen zaten hiç..." veya "Sen her zaman..." gibi genellemeler ilişkilerdeki en büyük tuzaklardan. Bunun yerine "Ben" dilini kullanmak sihirli bir anahtar olabilir. "Ben kendimi... hissettim" demek, "Sen şöyle yaptın" demekten çok daha etkili.
4. Duygusal Fırtınada Sakin Limanlar Yaratmak
Tartışmalar sırasında öfke kontrolden çıktığında, ara vermek bir zayıflık işareti değil, olgunluk göstergesidir. "Şu an çok öfkeliyim, biraz sakinleşmek için ara verelim mi?" demek, ilişkinizi kurtarabilir.
İlişkiler aslında bir sanat - hem de en incesinden. Ve her sanat gibi, emek, sabır ve en önemlisi bilgi ister. Bu hatalardan kaçınmak, ilişkinizi bir çatışma alanı olmaktan çıkarıp bir işbirliği alanına dönüştürebilir. Denemeye değer, değil mi?
