
İlişkilerde dengenin ne kadar kırılgan olduğunu hepimiz biliyoruz. Bir yanda birlikte geçirilen o güzel anlar, diğer yanda 'ben' olarak kalabilme çabası... Peki bu ikisini harmanlamak gerçekten mümkün mü?
Uzun yıllardır çiftlerle çalışan psikologların üzerinde hemfikir olduğu bir nokta var: Sağlıklı ilişkiler, tarafların birbirine yapışmadığı ama kopmadığı o ince çizgide şekilleniyor. Adeta iki ayrı melodinin uyumlu bir şarkı oluşturması gibi!
Özgürlük ve Bağlılık Arasındaki O İnce Çizgi
Kim demiş aşkın esaret olduğunu? Gerçek sevgi, partnerinizin kanatlarını kırpmak değil, uçarken yanında olabilmektir. Tabii bu söylemesi kolay, uygulaması zor bir denge.
- Kişisel alan: Her insanın soluk alabileceği bir köşeye ihtiyacı var
- Ortak paydalar: Beraber yapmaktan keyif aldığınız aktiviteler ilişkinizi besler
- Güven: İlişkinin temel taşı olmadan olmazlardan
Düşünsenize, partnerinizle aynı odada sessizce kitap okurken bile huzur bulabiliyorsanız, işte o gerçek bir bağın göstergesi. Konuşmadan anlaşabilmek, birlikte sessizliği paylaşabilmek...
Modern Çağın İlişki Tuzakları
Sosyal medya, iş stresi, ekonomik kaygılar derken ilişkileri ayakta tutmak eskisinden daha zor. (Kimileri bunun tam tersini iddia etse de) Özellikle genç çiftlerde 'sürekli kontrol' isteği giderek artıyor.
Oysa şunu unutmayın: Sevgi bir kuş gibidir. Çok sıkı tutarsanız ölür, çok gevşek bırakırsanız uçar gider. İdeal olan, onun özgürce uçmasına izin verip geri döneceğine inanmaktır.
Uzmanlardan Pratik Öneriler
- Haftada bir günü 'bireysel zaman' olarak belirleyin
- Birbirinizin farklı arkadaş çevrelerine saygı gösterin
- Kıskançlık yerine güven inşa edin
- Beraber büyüyeceğiniz hobiler edinin
- İletişimi asla ihmal etmeyin
Son bir not: Mükemmel ilişki diye bir şey yoktur. Bazen tartışacaksınız, bazen canınız sıkılacak. Önemli olan bu fırtınaları birlikte atlatabilmekte. Unutmayın, en güzel limanlar bile zaman zaman dalgalarla boğuşur!