
Kim derdi ki bir matematik öğretmeninin hayatı, televizyon ekranlarının parlayan yıldızıyla kesişecek? Özge Ayaydın'ın hikayesi tam da bu: sıradanın içindeki olağanüstülük.
İstanbul'un karmaşık sokaklarında doğup büyümüş, eğitim ateşiyle yanıp tutuşmuş biri o. Boğaziçi Üniversitesi'nde geçen o uzun yıllar... Kitaplar, formüller, genç beyinlere dokunma tutkusu. Sonrasında özel okullarda matematik zorluğunu sevdiren bir eğitim neferi.
Gezgin Ruh ve Aktivizm
Ama Özge Hanım'ı sadece sınıflarla sınırlamak büyük haksızlık olur. Onun içinde durmak bilmeyen bir keşif arzusu var – adeta ayaklarına düşmüş bir huzursuzluk. Asya'nın gizemli köşelerinden Avrupa'nın tarih kokan caddelerine kadar sayısız yolculuk. Her seyahat, sadece fotoğraf albümlerine değil, ruhuna da işlemiş.
Ve tabii aktivist kimliği... Sessiz kalmak yerine, savunduğu değerler için sözünü yükselten bir profil. Toplumsal meselelere duyarlı, eğitimde fırsat eşitliği için mücadele eden bir isim. Belki de tam bu noktada, Tayanc Bey'le yolları kesişti. Aynı frekansta iki ruh...
Aşk ve Ortak Yaşam
Nasıl tanıştıklarına dair kesin bir tarih yok – ki zaten olması da gerekmez. Önemli olan, birbirlerini bulmuş olmaları. Evlilik kararı, iki yetişkin insanın bilinçli tercihi. Sade, aileye özel bir tören. Ve sonrasında? Kamuoyundan neredeyse tamamen uzak, sakin bir birliktelik.
Sosyal medya? Özge Hanım orada da farkını ortaya koyuyor. Gösterişten uzak, samimi paylaşımlar. Gezdiği yerlerden kareler, öğretmenlik deneyimlerinden küçük notlar, bazen de sosyal sorumluluk projelerine dair çağrılar. İnstagram'ı bir vitrinden çok, gerçek hayatının yansıması gibi.
Tayanc Ayaydın'ın kamera önündeki hareketli yaşamının tam aksine, onların özel hayatı bir dinginlik limanı. Belki de tam da bu zıtlık, ilişkilerindeki dengeyi sağlıyor. Kim bilir...
Özge Ayaydın'ı tek bir etiketle tanımlamak imkansız. O, bir bütün. Öğretmen, gezgin, aktivist, eş... Ve belki de en önemlisi: kendi yolunu çizen, güçlü bir kadın.