Bu Konularda Çok Hassasım Pışmanım: İşte Asla Taviz Vermediğim Değerlerim
İşte Asla Taviz Vermediğim Değerlerim ve Hassasiyetlerim

İnsanın hayatında öyle anlar oluyor ki, bazı şeyler asla pazarlık konusu olamaz. Benim için de bu böyle. Mesela? Ah, nereden başlasam...

Dürüstlük benim için sadece bir kelime değil, hayat felsefesi. İnsanların birbirine karşı açık ve şeffaf olması gerektiğine inanıyorum - yoksa zaten geriye ne kalıyor ki? Yalanın en ufağı bile ilişkileri kemirip bitiriyor, tırtıl gibi.

Asla Göz Yumamadığım Şeyler

Haksızlık... İşte bu beni deli ediyor. Güçlünün zayıfı ezmesine, adaletsizliğe tahammülüm yok. Belki de çocukken tanık olduğum bir olaydan kalma bir tepki bu, kim bilir?

Aile bağları konusuna gelince - orada çok katıyımdır. Annemi arayıp sormayan, babasının doğum gününü unutan insanları anlayamıyorum. Kan bağı öyle hafife alınacak bir şey değil sonuçta.

Günlük Hayatta Takıntılarım

Peki ya küçük şeyler? İşte onlar da var. Mesela randevulara tam zamanında gitmek... Evet, belki biraz takıntı haline geldi ama geç kalan insanlar bence karşısındakine saygısızlık ediyor. Dakikaların bile önemi var!

Ve temizlik - özellikle mutfakta. Bulaşık süngerinin kokması, tezgâhta kir görme ihtimali... Hayır, kesinlikle dayanamam. Kimilerine abartı gelebilir ama ben böyleyim işte.

İlişkilerde Sınırlarım

Arkadaşlık dediğin nedir ki? Benim için sadakatin ta kendisi. Arkandan konuşan, sırrını paylaşan insanlara yer yok hayatımda. Zaten güven bir kere kırıldı mı, onarılması çok zor oluyor.

Flörtöz oyunlar oynamak? Hiç bana göre değil. Duygularla oynamak, insanları belirsizlikte bırakmak... Ne kadar yorucu ve gereksiz değil mi? Açık sözlülük her zaman daha iyidir.

Ve iş hayatı... Orada da prensiplerim var elbet. Mesai arkadaşlarımın arkasından iş çevirmek, üstlerine yaranmak için yalakalık yapmak - iğrenç buluyorum. Dürüst emek her zaman kazanır.

Son Bir Düşünce

Belki bazılarına katı görünebilirim ama - hayat kısa. Değerleriniz olmadan yaşamak, rüzgârda savrulan yaprak gibi olmaktan farksız. En azından ben öyle düşünüyorum. Siz ne dersiniz?