
Yargıtay, aile mahkemelerinde konuşulacak bir karara imza attı. Eşini yatak odasına almayan bir kadının, boşanma davasında kusurlu sayılması gerektiğine hükmetti. Karar, sosyal medyada da büyük yankı uyandırdı.
Olay, bir çiftin evliliklerini sonlandırmak için açtıkları boşanma davasıyla başladı. Erkek, eşinin kendisini yatak odasına almadığını ve bu durumun evlilik birliğini temelinden sarstığını iddia etti. Kadın ise farklı gerekçeler sunarak boşanmayı talep etti.
Mahkeme Ne Dedi?
Yerel mahkeme, ilk duruşmada erkeğin iddialarını dikkate almadı. Ancak Yargıtay, temyiz başvurusunu değerlendirirken bambaşka bir perspektif çizdi. "Evlilik birliğinin en önemli unsurlarından biri, eşlerin aynı yatak odasını paylaşmasıdır" diyerek, kadının bu davranışını kusur olarak nitelendirdi.
Kararın gerekçesinde, "Eşler arasındaki yakınlık, yalnızca duygusal değil, aynı zamanda fiziksel bir birlikteliği de gerektirir" ifadeleri yer aldı. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, oybirliğiyle aldığı kararla, yerel mahkemenin boşanma hükmünü bozdu.
Toplumda Tartışma Yarattı
Bu karar, hukuk çevrelerinde olduğu kadar toplumda da büyük tartışmalara yol açtı. Bazıları, mahkemenin özel hayata müdahale ettiğini savunurken, diğerleri evlilik kurumunun korunması gerektiğini vurguladı.
- "Kişisel özgürlükler nerede başlar, nerede biter?"
- "Mahkeme, yatak odasına kadar mı karışacak?"
- "Evlilik birliğinin sınırları yeniden tanımlanıyor."
Uzmanlara göre, bu karar gelecekteki benzer davalarda emsal teşkil edebilir. Aile hukuku avukatları, çiftlerin artık daha dikkatli olması gerektiği konusunda uyarıyor.
Peki sizce bu karar adil mi? Yargıtay'ın bu yaklaşımı, evlilik kurumunu korumak için doğru bir adım mı, yoksa kişisel özgürlüklerin ihlali mi? Yorumlarınızı bekliyoruz...