Gözyaşları, sessizlik ve derin bir nefes... Yasemin Özilhan'ın 14 yıllık evlilik serüveni, adeta bir sinema filminin final sahnesi gibi sona erdi. İstanbul Adliyesi'nden çıkarken yüzündeki ifade, her şeyi anlatmaya yetiyordu aslında.
Kim derdi ki, bir zamanların en gözde çifti, bu kadar süratli ve sessizce yollarını ayıracak? Ama oldu işte. Tek celse, yalnızca bir duruşma... Ve 14 yılın muhasebesi böylece tamamlandı.
Arka Planda Neler Yaşandı?
Aslında her şey dışarıdan mükemmel görünüyordu. Kimse farkında değildi belki de, perdenin arkasında neler döndüğünden. Yasemin Hanım'ın şu sözleri ise oldukça manidardı: "Bu süreçte medyadan uzak kalmayı tercih ettim. Çocuğumuz için en doğru kararı vermek önceliğimizdi."
Ve ekledi: "Saygı ve anlayış çerçevesinde ilerleyen bir süreç oldu. Karşılıklı rızamızla sonlandırdık."
Peki Ya Çocuk?
İşte en can alıcı nokta! Ortak hayatlarının en kıymetli varlığı olan çocukları için nasıl bir yol izleyecekler? Yasemin Özilhan'ın bu konudaki tavrı net: "Ortak velayetle, en sağlıklı şekilde ilerleyeceğiz."
Sanırım bu noktada, ünlü isimlerin özel hayatlarını nasıl idare ettikleri bir kez daha sorgulanacak. Kamusal bir figür olmak ile özel hayatın sınırları arasında gidip gelmek... Zor iş doğrusu.
Sosyal Medyada Sessizlik
Dikkat çeken bir diğer nokta ise, çiftin sosyal medya hesaplarından hiçbir açıklama yapmamış olmaları. Sanki fırtına öncesi sessizlik gibiydi her şey. Ta ki mahkeme kararı çıkana kadar.
Acaba bu sessizliği tercih etmelerindeki amaç neydi? Medyanın yoğun ilgisinden kaçınmak mı? Yoksa çocuklarını korumak mı? Muhtemelen ikisi de.
Sonuç olarak, 14 yıllık bir beraberliğin sona ermesi elbette kolay değil. Ancak anlaşmalı boşanma sürecinin sağlıklı ilerlemesi, özellikle çocukları için olumlu bir adım. Yasemin Özilhan ve eski eşi, bu zorlu süreci saygı ve nezaket çerçevesinde yürüttükleri için takdiri hak ediyorlar.
Hayat bazen beklenmedik dönemeçlerle dolu. Önemli olan, bu dönemeçlerden güçlenerek çıkabilmek. Geriye bakınca pişmanlıklar değil, öğrenilmiş dersler kalmalı belki de. Kim bilir...
