
Lavaboya döktüğünüz o birkaç damla yağın aslında neye mal olduğunu hiç düşündünüz mü? İnanması güç ama evlerimizde bilinçsizce lavabolara dökülen bitkisel atık yağlar, su kirliliğinin tam olarak %25'inden sorumlu. Bu, neredeyse her dört kirleticiden birinin bizim mutfaklarımızdan çıktığı anlamına geliyor.
Uzmanların ifadesiyle, durum gerçekten vahim. Atık yağlar su yüzeyini ince bir film tabakası gibi kaplayarak suyun oksijen almasını engelliyor. Bu da sudaki yaşamın adeta nefesinin kesilmesi demek. Balıklar, bitkiler, mikroorganizmalar... Hepsi bu görünmez katilin kurbanı oluyor.
Peki Ya Çözüm?
Aslında çözüm sandığımız kadar karmaşık değil. Atık yağları lavaboya dökmek yerine biriktirip belediyelerin veya yetkili kuruluşların geri dönüşüm noktalarına bırakmak yeterli. Bu küçük davranış değişikliği, büyük çevresel felaketlerin önüne geçebilir.
Bazı belediyelerin atık yağ toplama projeleri olduğunu biliyor muydunuz? Hatta bazıları bunun karşılığında vatandaşlara küçük ödüller bile veriyor. Hem çevreyi koruyup hem de minik bir teşvik almak hiç fena fikir değil, değil mi?
Rakamlar Ne Diyor?
İstatistiklere göre, sadece 1 litre atık yağın 1 milyon litre içme suyunu kirletebileceğini duymuş muydunuz? Bu, yaklaşık 10 kişinin bir yıllık su ihtiyacına denk geliyor. Korkunç bir oran, kabul ediyorum.
Düşünsenize, her akşam yemeğinden sonra lavaboya döktüğümüz o yağlar, aslında geleceğimizi de beraberinde akıtıp götürüyor. Belki de artık bu alışkanlığımızı gözden geçirmenin zamanı gelmiştir.
Çevre mühendisleri, bu konuda toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğinin altını çiziyor. Okullarda, medyada, sosyal platformlarda bu konunun daha fazla gündeme getirilmesi şart. Unutmayalım: Temiz bir çevre, hepimizin elinde.