
Yaz aylarının vazgeçilmezi güneş kremleri, cildimizi zararlı UV ışınlarından korurken, yanlış seçimler ciddi sağlık sorunlarına davetiye çıkarabilir. Peki, hangi krem gerçekten işe yarıyor? Hangi içeriklerden kaçınmalıyız? İşte cevaplar...
Güneş Kremi Alırken Göz Ardı Ettiğimiz Detaylar
Market raflarında rengârenk ambalajlar arasında kaybolmak kolay. Ama o minik şişelerin üzerindeki yazıları okumak, belki de cildinizin geleceğini kurtarabilir. Örneğin, 'geniş spektrumlu' ibaresi olmayan bir ürün, sizi UVA ışınlarına karşı korumaz — ki bu ışınlar erken yaşlanmanın baş sorumlusu!
İçerik Listesi: Korku Filminden Fırlamış Gibi
Oksibenzon, parabenler, sentetik kokular... Bunlar cildinize değse de aslında hiç hoş karşılamadığı misafirler. Özellikle oksibenzon, hormonal dengeyi alt üst edebilen bir kimyasal. 'Ama her kremde var!' diyenlere inat, doğal alternatifler de mevcut.
SPF Değeri: Ne Kadarı Fazla, Ne Kadarı Eksik?
SPF 100 yazınca 'Artık yanmam!' diye sevinmeyin. SPF 30 ile 50 arasındaki koruma farkı sadece %1 — evet, yanlış duymadınız! Üstelik yüksek SPF'li ürünler, kullanıcıya yalancı bir güven hissi vererek daha az sürülmesine neden oluyor. İşin sırrı, doğru miktarda (yaklaşık bir golf topu büyüklüğünde) ve sık sık yenilemekte.
Suya Dayanıklılık: Büyük Bir Yalan mı?
'Suya dayanıklı' etiketi sizi yanıltmasın. Hiçbir krem tamamen su geçirmez değil. Havuzdan çıktıktan sonra hemen yenilemeniz şart — yoksa koruma büyük ölçüde azalıyor. Terlediğinizde de aynı kural geçerli, unutmayın!
Son olarak, son kullanma tarihine bakmayı ihmal etmeyin. Bozulmuş bir güneş kremi, beklediğiniz korumayı sağlamayacağı gibi cilt tahrişine de yol açabilir. Güneşin tadını çıkarın ama bilinçli korunun!