Ankara'da yıllardır kanayan bir yara daha mahkeme salonuna taşındı. 2002 yılında evinin önünde kurşunlanarak hayatını kaybeden akademisyen Necip Hablemitoğlu davasında, savcılık şok bir iddiayı gündeme getirdi. Dosyadaki deliller, bu karanlık cinayetin aslında FETÖ mensuplarınca planlı bir şekilde işlendiğini ortaya koyuyor.
Olayın üzerinden tam 21 yıl geçmiş olsa da, adalet arayışı hâlâ devam ediyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianamede, Hablemitoğlu'nun öldürülmesinin arkasında 'terör örgütü mensuplarının' olduğu belirtildi. Savcılık, sanıklar hakkında "kasten öldürme" ve "terör örgütü üyeliği" suçlamalarıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti.
Cinayetin Perde Arkası
Hablemitoğlu, ölümünden önceki yıllarda FETÖ yapılanmasına yönelik çarpıcı araştırmalar yapmış, kitaplar yazmıştı. Savcılık, cinayetin bu çalışmaları nedeniyle işlendiği görüşünde. İddianamede, suikastın örgütün "hizmet" yapılanması içindeki bir grup tarafından planlandığı öne sürülüyor.
Davanın en dikkat çekici detaylarından biri, sanıkların ifadelerindeki çelişkiler. Kimi sanıklar olay günü nerede olduklarını hatırlamadıklarını söylerken, kimi de birbirini tutmayan açıklamalar yapmış. Savcılık, bu tutarsızlıkları "suçu örtme çabası" olarak yorumluyor.
Deliller Ne Diyor?
- Olay yerinden toplanan balistik deliller
- Sanıkların telefon görüşme kayıtları
- Tanık ifadeleri ve istihbarat raporları
- Hablemitoğlu'nun ölümünden önceki tehditler
Dava dosyasına göre, cinayet adeta bir istihbarat operasyonu titizliğiyle işlenmiş. Fail ya da failler, Hablemitoğlu'nun günlük rutinini günlerce takip etmiş, en uygun anı beklemiş. O gece, akademisyen evine dönerken pusuya düşürülmüş.
Savcılık iddianamesinde, "Suikastın örgütün hiyerarşik yapısı içinde planlandığı ve emir-komuta zinciriyle gerçekleştirildiği" vurgulanıyor. Bu iddia doğrulanırsa, dava Türkiye'nin yakın tarihindeki en karanlık suikastlerden birinin aydınlatılması anlamına gelecek.
Peki ya sonra? Mahkeme heyeti, savcılığın bu iddialarını ne kadar ciddiye alacak? Sanıkların avukatları ise müvekkillerinin masum olduğunu iddia ediyor. Davanın önümüzdeki duruşmaları, bu sorulara cevap verecek gibi görünüyor.
