
İstanbul'da, sıradan bir apartman dairesi, dün gece insanlığın karanlık yüzünü yansıtan bir sahneye tanık oldu. Öyle bir şey yaşandı ki, komşuluk ilişkileri denen o kırılgan güven duygusunu yerle bir etmeye yetti de arttı bile.
Olayın merkezinde, apartmanın kapıcısı olarak çalışan ve belki de her gün selamlaştığınız bir isim var. Planlı, soğukkanlı ve bir o kadar da ürpertici bir saldırının tek faili. Kurban ise, sadece evinin kapısını açan genç bir kadındı.
Korkunç Plan Adım Adım İşliyor
Her şey, kapıcının genç kadının dairesine gelmesiyle başladı. İçeri girer girmez, birden bire insanlıktan çıktı adeta. Önce kadını boğmaya kalktı, nefesini kesmeye çalıştı. Direnişle karşılaşınca, bu sefer elindeki bıçağı çekti ve acımasızca saldırdı. Odaların içi, bir anda çığlık ve korkuyla doldu.
Peki ya sonrası? İşin belki de en vahşi kısmı o oldu. Saldırgan, işini bitirdiğini düşündüğü an, sanki hiçbir iz kalmaması gerekiyormuş gibi, evi ateşe verme kararı aldı. Alevler ve duman, olay yerinin delillerini yok etmek için yükselirken, komşuların da dikkatini çekti tabii.
Olay Yeri ve Sonrası
İtfaiye ve polis ekipleri kısa sürede olay yerine ulaştı. Yangın kontrol altına alındı, ancak dairedeki hasar büyüktü. Yaralı genç kadın, hemen olay yerinden alınarak en yakın hastaneye kaldırıldı. Hayati tehlikesi var mı? İlk belirlemelere göre, ağır yaralı ama hayatta. İnanılmaz bir direnç göstermiş olmalı.
Saldırgan kapıcı ise olay yerinden hemen kaçmayı başardı. Ancak polis, yoğun bir çalışma başlatarak şüpheliyi kısa sürede yakalamayı başardı. Şu an gözaltında ve ifadesi alınıyor. Neden böyle bir şey yaptı? Sebebi ne olabilir? Bunlar, soruşturmanın cevap aradığı en kritik sorular.
Bu olay, özellikle büyük şehirlerde yaşayanlar için 'güvende miyiz?' sorusunu bir kez daha akıllara getirdi. En yakınınızda olan, her gün gördüğünüz birinin bile ne yapacağı hiç belli olmuyor. İnsanın içini gerçekten ürpertiyor.