
Görenin yüreğini ağzına getiren o anlar, İzmir'in kalabalık caddelerinde yaşandı. Bir vatandaşın cep telefonu kamerasına yansıyan görüntüler, adeta trafikteki kabusu belgeledi. Küçücük çocuklar, neredeyse kendilerinden büyük scooter'larla, araçların arasında slalom yapar gibi gidiyorlardı.
Hiçbir koruyucu ekipman takmıyorlardı. Ne kask, ne dizlik, ne de dirseklik. Oysa saatler öncesinde yağan yağmur, yolları kaygan bir buz pistine çevirmişti. Bu, onlar için sıradan bir oyundu belki ama izleyenler için tam bir gerilim filmiydi.
Araçların Arasından Sıyrılıyorlar
Görgü tanıklarının anlattığına göre, çocukların trafik kurallarından haberi yoktu. Kırmızı ışık? Boş ver. Yaya geçidi? Unut gitsin. Onlar sadece eğlenmenin ve hızın peşindeydiler. Ani manevralar yapıyor, araçların önüne çıkıveriyor, sürücüleri dehşete düşürüyorlardı.
Bir an, beyaz bir otomobilin neredeyse bir çocuğa çarpmak üzere olduğu görüldü. Lastiklerin çığlığı duyulur gibi oldu. Nefesler tutuldu. Şans eseri, korkunç bir kaza zinciri o anda gerçekleşmedi. Ama bu, her seferinde böyle olacak anlamına gelmiyor.
Ailelere Büyük Sorumluluk Düşüyor
Uzmanlar, bu tür olayların ardından hep aynı uyarıyı yapıyor: "Aman dikkat!" Bu elektrikli scooter'lar, bir oyuncak değil, birer ulaşım aracı aslında. Ve çocukların bunları kontrol etmek için yeterli fiziksel gücü ve trafik bilinci yok maalesef.
Ailelerin, çocuklarına bu cihazları alırken iki kere düşünmesi gerekiyor. Onları eğitmek, koruyucu ekipmanları giymelerini sağlamak ve en önemlisi, trafiğe kapalı alanlarda kullanmalarına izin vermek şart. Yoksa her an, geri dönüşü olmayan bir acıya davetiye çıkarılıyor.
Sonuç olarak, bu kayıtlar hepimize bir uyarı niteliğinde. Sokaklar, çocukların kişisel oyun alanı değil. Güvenlik her şeyden önce gelmeli. Bunu unutmamak dileğiyle...