Dünya adeta bir volkan gibi patladı. İsrail'in son saldırılarına karşı küresel öfke, onlarca ülkeyi saran dev bir protesto dalgasına dönüştü. İnsanlar -evet, sıradan insanlar- artık sessiz kalmak istemiyor.
Londra'dan Paris'e, Berlin'den Amsterdam'a kadar sayısız şehirde binlerce protestocu, "Artık yeter!" diye haykırdı. Ellerinde pankartlar, dillerinde sloganlarla demokrasinin kalplerinde attığı meydanlara akın ettiler. Görenler için inanılması güç bir manzaraydı bu.
Avrupa'nın Kalbinde Öfke Dalgası
İngiltere'nin başkenti Londra'da on binlerce kişi, İsrail'in saldırılarını protesto etmek için bir araya geldi. Trafiğin durma noktasına geldiği şehir merkezinde, "Barış istiyoruz!" sesleri yankılandı. Polisin yoğun güvenlik önlemleri alması bile kalabalığın coşkusunu engelleyemedi.
Fransa'da durum farklı değildi. Paris'in ünlü République Meydanı, adeta bir insan denizine dönüştü. Fransız bayraklarıyla Filistin bayraklarının yan yana dalgalandığı gösterilerde, "İnsanlık için adalet!" sloganları öne çıktı.
Almanya'dan Hollanda'ya Yayılan Tepki
Berlin'deki Brandenburg Kapısı önünde toplanan kalabalık, Alman hükümetinden daha fazla insani yardım talebinde bulundu. "Savaş değil, barış!" pankartlarıyla dikkat çeken protestocular, uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırdı.
Amsterdam'da ise durum biraz daha renkliydi. Kanal kenarlarında toplanan göstericiler, yaratıcı pankartları ve barış şarkılarıyla dikkat çekti. Hollandalıların sakin tavrı, bu kez yerini coşkulu bir tepkiye bırakmıştı.
Peki ya diğer ülkeler? İspanya, Belçika, Yunanistan, hatta ABD ve Kanada'da benzer protestolar düzenlendi. Sosyal medyada viral olan görüntüler, küresel tepkinin boyutunu gözler önüne serdi.
Peki Neden Şimdi?
Son dönemde artan şiddet olayları ve sivil kayıplar, dünya kamuoyunun sabrını taşırdı. İnsanlar artık seyirci kalmak istemiyor. Sosyal medyanın da etkisiyle organize olan protestocular, seslerini duyurmak için geleneksel ve dijital tüm yolları kullanıyor.
Göstericilerin çoğu gençlerden oluşuyor. Üniversite öğrencileri, insan hakları aktivistleri ve sıradan vatandaşlar... Hepsi aynı şeyi söylüyor: "İnsanlık için harekete geçin!"
Uluslararası toplumun bu tepkisi ne kadar etkili olur bilinmez ama bir şey kesin: Dünya artık eskisi gibi değil. İnsanlar sınırların ötesinde bir dayanışma ruhuyla hareket ediyor. Ve bu ruh, belki de en büyük umudumuz.
