Fransa'da Kırmızı Alarm! Ülke Yeniden Sokak Eylemleriyle Sarsılıyor
Fransa'da Yeniden Protesto: Ülke Felç Oldu!

Paris'te sabah saatleri... Normalde koşuşturmacanın hiç bitmediği metro istasyonları bugün tuhaf bir sessizliğe bürünmüş. Sanki zaman donmuş gibi. Fransızlar yine o bildik öfkeleriyle sokaklara dökülmüş durumda - ve bu sefer işler gerçekten ciddi.

Emeklilik yaşının 62'den 64'e çıkarılması planı, ülkeyi adeta bir sosyal krizin eşiğine getirdi. Sendikaların çağrısıyla başlayan genel grev, hayatı felç etmeyi başardı. Kimse işe gidemiyor, çocuklar okula ulaşamıyor, hastaneler sadece acil vakalara bakıyor.

Ulaşım Çöktü, Hayat Durdu

Toplu taşıma ağında durum içler acısı. Metro hatlarının neredeyse tamamı kapalı. Otobüs seferleri yok denecek kadar az. Tren garında bekleyen yolcuların yüzündeki çaresizlik ifadesi, her şeyi anlatmaya yetiyor aslında.

Hava trafiği de nasibini almış durumda. Orly Havalimanı'ndaki uçuşların yüzde 30'u iptal edilmiş. Charles de Gaulle'de ise durum daha da vahim. Yolcular adeta mahsur kalmış.

Öfkenin Anatomisi

Peki nasıl oldu da bu noktaya gelindi? Aslında cevap basit: Fransızlar sosyal haklarına yapılan her türlü müdahaleye son derece hassaslar. Tarih boyunca da hep böyle oldu. Sokaklar, onlar için demokrasinin son kalesi adeta.

Sendika temsilcisi Pierre Dubois'un dediği gibi: "Bu sadece emeklilik yaşı meselesi değil. Bu, sosyal devlete yapılan bir saldırı. Ve biz buna asla izin vermeyeceğiz."

Hükümetin Sessiz Çığlığı

Macron yönetimi ise reformun gerekli olduğunda ısrarlı. "Sistem iflasın eşiğinde" diyorlar. Ama sokaktaki insanlar bu argümanları duymak bile istemiyor. Özellikle gençler arasında öfke maksimum seviyede.

23 yaşındaki üniversite öğrencisi Marie: "Bize daha fazla çalışmamızı söylüyorlar ama iş bulmak bile mucize. Bu nasıl bir adalet?" diye soruyor öfkeyle.

Peki Ya Sonrası?

Uzmanlara göre bu kriz kolay kolay sona ermeyecek. Sendikalar mücadelelerini sürdüreceklerini açıkladı bile. Hükümet geri adım atarsa prestij kaybedecek, atmazsa sokaklar daha da ısınacak.

Fransa'nın meşhur 'devrim ruhu' bir kez daha uyanmış durumda. Ve görünen o ki, bu sefer kolay kolay sönmeyecek.