
Gelen açıklama tam anlamıyla yürek burkucu. Bir konser organizasyonu yetkilisi, son dönemde fahiş fiyatlarıyla gündeme gelen etkinlikle ilgili konuştu ve adeta bir itirafta bulundu: "Evet, daha ucuza olabilirdi."
Sanatseverlerin uzun süredir şikayet ettiği, neredeyse bir aile bütçesini zorlayan bilet fiyatlarına ilişkin bu sözler, adeta soğuk duş etkisi yarattı. Peki ama neden daha uygun fiyatlar tercih edilmedi? Bu sorunun cevabı, aslında tüm sektörün içinde bulunduğu durumu gözler önüne seriyor.
Organizatörün Ağzından Kaçırdıkları
Yetkili isminin açıklanmaması koşuluyla yaptığı değerlendirmede, maliyet kalemlerinin beklenenden fazla arttığını belirtti. Ancak şu cümleler her şeyi anlatmaya yetiyor: "Belki biraz daha fazla risk alabilirdik. Sanatçı ücretleri, mekan kiraları, güvenlik masrafları... Hepsi birbirine eklenince fiyatlar istemeden de olsa yükseliyor."
Aslında bu açıklama, sadece bir konserin değil, tüm kültür-sanat sektörünün içinde bulunduğu açmazı gösteriyor. Sanatçılar hak ettiği ücreti almak istiyor, organizatörler kâr etmek zorunda, sanatseverler ise uygun fiyata kaliteli etkinliklere katılmak istiyor. Ortada üçlü bir denklem var ve maalesef bu denklem genellikle son tüketici aleyhine bozuluyor.
Peki Ya Alternatifler?
Uzmanlara göre çözüm aslında çok uzakta değil. Daha küçük mekanlar, yerel sanatçıların desteklenmesi veya sponsorluk modellerinin çeşitlendirilmesi gibi yöntemlerle bilet fiyatları makul seviyelere çekilebilir. Ama görünen o ki, büyük prodüksiyonlar ve yıldız isimler peşinde koşmak, daha cazip geliyor organizatörlere.
Sonuç olarak, bu itiraf niteliğindeki açıklama, sanatseverlerin haklı tepkisini bir kez daha gözler önüne serdi. Kültür-sanat etkinlikleri lüks olmaktan çıkıp herkesin erişebileceği bir hale gelmeli - bu sadece bir temenni değil, aslında bir ihtiyaç.