Suriye'de Protestolar: 4 Ölü, 108 Yaralı, Acil Ekipler Hariç Tutuldu
Suriye'de Gösterilerde 4 Kişi Hayatını Kaybetti

Suriye'nin sahil bölgesindeki illerde gerçekleştirilen yönetim karşıtı protestolar, şiddet olaylarına dönüştü. Yaşanan çatışmalar sonucunda dört kişi hayatını kaybederken, yüz sekiz kişi de yaralandı. Resmi açıklamada, alınan kararların acil durumları, sağlık çalışanlarını, ambulans ve itfaiye ekiplerini kapsamadığı özellikle vurgulandı.

Gösterilerin Arka Planı ve Çağrı

Olaylar, 28 Aralık tarihinde Lazkiye, Tartus ve Humus illerinin farklı noktalarında patlak verdi. Gösterilerin fitilini, devrik rejime yakınlığıyla bilinen Suriye ve Yurt Dışındaki Aleviler İslam Konseyi Başkanı Gazal Gazal'ın yaptığı protesto çağrısı ateşledi.

Gazal, 26 Aralık'ta Humus'ta bir camiye DEAŞ tarafından düzenlenen ve 8 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırının ardından bir açıklama yapmıştı. Yaptığı açıklamada, siyasi federasyon ve uluslararası koruma talebiyle taraftarlarını sokaklara inmeye ve gösteri düzenlemeye çağırmıştı.

Şiddet Olayları ve Can Kayıpları

Bu çağrının hemen ertesinde, 28 Aralık günü başlayan yönetim karşıtı protestolar, kısa sürede kontrol altına alınamayan şiddet eylemlerine evrildi. Göstericiler ile güvenlik güçleri arasında yaşanan çatışmalar ve karışıklıklar neticesinde 4 kişi yaşamını yitirdi, 108 kişi ise yaralandı.

Olayların yaşandığı sahil bölgesindeki yetkililer, güvenlik önlemlerine ilişkin aldıkları kararların kapsamını netleştiren bir duyuru yayımladı. Yapılan açıklamada, herhangi bir kısıtlamanın acil durum hizmetlerini, sağlık personelini, ambulans ve itfaiye araçlarını etkilemediği bilgisi paylaşılarak, kamuoyunun endişeleri giderilmeye çalışıldı.

Bölgedeki Gerilim ve Sonuçlar

Humus'taki cami saldırısı, bölgede zaten var olan gerilimi bir protesto dalgasına dönüştürdü. Gazal Gazal'ın federasyon ve koruma talepleri, belirli kesimlerde karşılık bularak kitlesel eylemlere yol açtı. Ancak bu eylemler, beklenmedik bir hızla şiddet içeren olaylara sahne oldu.

Yaşananlar, Suriye'nin belirli bölgelerindeki kırılgan güvenlik ortamını ve sosyo-politik gerilimleri bir kez daha gözler önüne serdi. DEAŞ'ın saldırısı ile başlayan süreç, siyasi taleplerle birleşerek geniş çaplı toplumsal hareketlilik ve can kayıpları ile sonuçlandı. Yetkililerin acil servisleri kapsam dışı bırakan açıklaması ise, olağanüstü hal uygulamalarında dahi hayati hizmetlerin sürdürülmesine yönelik bir güvence olarak değerlendiriliyor.