Dün akşam saatlerinde, şehrin dört bir yanından gelen binlerce insan, adeta bir sel gibi ana meydanlara aktı. Ellerinde bayraklar, yüreklerinde vatan aşkı—kimse onları durduramazdı. Belki de son yılların en kalabalık buluşmalarından biriydi bu. Gözlerdeki o ateşi görmeliydiniz!
"Biz susarsak, kim konuşacak?" diye haykırdı orta yaşlı bir adam, sesi titreyerek. Yanındaki genç kız, "Artık yeter!" pankartını öyle bir sallıyordu ki, rüzgâra meydan okuyordu adeta. İnsanların yüzündeki ifade, sadece öfke değil, aynı zamanda umuttu da.
Neden mi Çıktılar Sokaklara?
Şu son dönemde yaşananlar—hepimiz biliyoruz—içler acısı. Ekonomi, dış politika, sosyal haklar... Liste uzayıp gidiyor. Ama dün gece, tüm bu sorunların üstüne giden bir ruh vardı meydanlarda. "Sandıkla başladık, sokakla bitireceğiz" sloganları, binaların duvarlarında yankılanıyordu.
Polis barikatları vardı elbette. Ama protestocular (ki aralarında emekliler, öğrenciler, esnaflar hepsi vardı) o kadar disiplinliydi ki—çiçek bile uzattılar güvenlik güçlerine. "Biz düşman değil, vatan evladıyız" diyen bir teyzenin sözleri, her şeyi özetliyordu aslında.
Peki Ya Gelecek?
Eğer dünkü kalabalık bir göstergeyse—ki öyle görünüyor—bu hareket daha yeni başlıyor. Sosyal medyada #YineGeldik etiketi trend oldu bile. Uzmanlara göre, hükümetin bu sesi duymaması artık imkânsız. "Ya değişim, ya da daha büyük dalgalar" diyor siyaset bilimci Kemal Arslan.
Bir de şu var: Dün gece yağmur yağdı ara ara. Ama kimsenin umurunda bile değildi. Islanan bayraklar, asla sönmeyen bir ateşin simgesiydi adeta. Ve o ateş—inanın bana—şimdi her yerde.
