Kanunda Belirlenen Sınırın Tam 8 Katı Alkolle Kaza Yaptı, Sonra Kahveye Oturup Çay İçti!
Alkol sınırının 8 katıyla kaza yaptı, çay içmeye gitti

Hayat bazen öyle sahneler yaşatıyor ki, gerçek olduğuna inanmakta zorlanıyorsunuz. Samsun'da geçtiğimiz günlerde yaşanan bir trafik olayı da tam olarak böyleydi. Adeta bir film sahnesini andıran bu olay, herkesi hayrete düşürdü.

Olay, Canik ilçesinde meydana geldi. Bir sürücü -kimine göre pervasız, kimine göre ise kendinden geçmiş vaziyette- aracını kontrol edemeyerek kaza yaptı. Ama asıl şok, kazadan sonra başladı.

Kaza Sonrası Sakinlik

Normalde insanlar kaza yaptıktan sonra paniğe kapılır, telaşlanır, belki yardım arar. Ama bu sürücü için durum farklıydı. Sanki az önce hiçbir şey olmamış gibi, sakin adımlarla en yakındaki kahveye yöneldi. Oturdu, bir çay söyledi ve keyif yapmaya başladı. İnanılır gibi değildi!

Olay yerine gelen emniyet ekipleri, sürücüyü kahvede bulduğunda, adam çayını yudumluyordu. Hiçbir pişmanlık belirtisi göstermeden, rahat tavırlarıyla dikkat çekiyordu.

Şok Eden Test Sonuçları

Emniyet ekipleri sürücüye alkol testi yapmaya karar verdi. Sonuçlar inanılmazdı: 2.09 promil! Yasal sınır olan 0.25 promilin tam 8 kat üzerinde bir değer. Yani sürücü, neredeyse ayakta duramayacak halde direksiyon başına geçmişti.

Bu rakamlar üzerine biraz düşünelim mi? Yasal sınırın sekiz katı... Bu, kişinin ne kadar sorumsuz davrandığının acı bir göstergesi aslında. Sadece kendi hayatını değil, başkalarının hayatlarını da hiçe sayan bir tavır.

Sonuçlar Ağır Olacak

Şüpheli hakkında adli işlemler derhal başlatıldı. Alkollü araç kullanmak zaten başlı başına ciddi bir suç. Ama bu kadar yüksek bir oranla araç kullanmak ve kaza yaptıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi davranmak, durumu daha da vahim hale getiriyor.

Olayla ilgili soruşturma devam ederken, sürücünün bu pervasız davranışının yargı önünde ağır sonuçları olacağı kesin. Belki de bu olay, toplumumuzda hala çözüm bekleyen trafik sorununa dikkat çeken bir uyarı niteliğinde.

Sonuç olarak, bu tür olayların tekrarlanmaması için hepimize görev düşüyor. Trafik canavarına dönüşmeden önce, bir kez daha düşünmek gerekiyor. Unutmayalım ki, yollarımız hepimizin ortak yaşam alanı.