Gebze'de akşam saatlerinde yaşanan o korkunç olay, sanki bir deprem etkisi yaratmıştı. Birdenbire... Beş katlı bir apartman adeta yerin yutması gibi çöktü. İşte o an her şey altüst oldu.
Olay yerine ilk ulaşanların anlattıkları tüyler ürperticiydi. "Toz bulutunun içinden insan sesleri geliyordu" diyor bir tanık. Gerçekten de -inanması güç ama- enkazın derinliklerinden gelen sesler, umudun henüz tükenmediğini gösteriyordu.
Zamanla Yarış Başladı
AFAD ekipleri olay yerine adeta ışık hızında ulaştı. İtfaiye, ambulanslar, polis... Hepsi tek bir amaç için oradaydı: Can kurtarmak. Şu anda enkaz üzerinde onlarca kurtarma görevlisi, en modern ekipmanlarla çalışıyor. Her saniye çok değerli.
Öyle ki, bazı mahalle sakinleri çöküş anını "gök gürültüsü gibi bir ses" olarak tarif ediyor. Kimileri ise sanki dünyanın sonu gelmiş gibi hissettiklerini söylüyor. O anki paniği ve şaşkınlığı kelimelerle anlatmak neredeyse imkansız.
Enkaz Altından Umut Var
Kurtarma ekipleri enkaz altında kalanlarla iletişim kurmaya çalışıyor. İş makineleri dikkatle çalışırken, bir yandan da enkazdaki boşluklar taranıyor. Her an yeni bir gelişme olabilir.
Sağlık ekipleri hazır bekliyor. Ambulanslar sıra halinde -adeta bir yaşam koridoru oluşturmuşçasına- dizilmiş durumda. Hastaneler de alarmda. Tüm imkanlar seferber edilmiş vaziyette.
Bu tür olaylar insana şunu hatırlatıyor: Hayat bir anda değişebiliyor. Bir akşamüstü, sıradan bir gün... Sonra her şey altüst oluyor. Şimdi tek dileğimiz, enkaz altından daha fazla insanın sağ salim çıkarılması.
Gebze'deki bu acı olay hepimize aslında şunu gösterdi: Dayanışma en zor zamanlarda daha da anlam kazanıyor. Komşular birbirine koşuyor, yardım eli uzatan insanların sayısı artıyor. İnsanlık tam da böyle anlarda kendini gösteriyor.
