Erzurum... Doğu'nun sert iklimli, tarih kokan kadim şehri. Ancak bu güzelliklerin altında, yerin derinliklerinde sessizce bekleyen bir gerçek var: deprem riski.
Jeologların son raporlarına göre, Erzurum'un bazı ilçeleri adeta bir volkanın üzerinde oturuyor. Peki hangi ilçeler daha riskli? Cevap, yer altındaki o gizli düşmanın geçtiği güzergahta saklı.
Yerin Altındaki Gizli Düşman: Fay Hatları Nereden Geçiyor?
Aslında işin özü şu: Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın kuzey kolu, ilin kuzeyinden geçerek Tortum, Uzundere ve Olur ilçelerini tehdit ediyor. Bu hat -dostlarım beni bağışlasın- uyuyan bir dev gibi. Ve maalesef uyandığında neler olabileceğini hepimiz biliyoruz.
Bir de güneydeki risk var ki... Güneydeki fay sistemleri ise Palandöken, Aziziye ve Yakutiye ilçelerini etkileyebilecek potansiyele sahip. Yani şehrin kalbi de risk altında desek yanlış olmaz.
"Risk Haritası Açıkça Belli" Diyor Uzman
Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Ahmet Mete, konuyla ilgili yaptığı açıklamada oldukça net konuştu: "Erzurum'da deprem riski hafife alınacak bir konu değil. Özellikle Tortum ve Uzundere ilçeleri, birinci derecede riskli bölgeler arasında. Buralarda yapılaşma kontrolleri çok daha sıkı olmalı."
Palandöken ilçesi için ise "yoğun nüfus ve yüksek binalar riski artırıyor" uyarısı yapılıyor. Hakikaten de o güzelim kayak merkezinin hemen yanı başında, yerin altındaki hareketlilik hiç de iç açıcı değil.
Peki Ya Diğer İlçeler?
- Tortum: Risk seviyesi en yüksek ilçelerden biri
- Uzundere: Fay hattına yakınlığı nedeniyle kritik bölge
- Palandöken: Yoğun yapılaşma riski katlıyor
- Aziziye ve Yakutiye: Şehir merkezi olması nedeniyle önemli
- Olur: Kuzey fay hattının etkisi altında
Köprüköy, Pasinler ve Horasan ilçeleri ise orta dereceli risk taşıyan bölgeler olarak öne çıkıyor. Ama sakın ha "orta risk düşük risk demek" diye düşünmeyin. Deprem konusunda asla hafife almamak gerekiyor.
Ne Yapmalı? İşte Hayat Kurtaracak Önlemler
Öncelikle şunu söylemeliyim: Korkmak değil, hazırlıklı olmak önemli. Erzurum Belediyesi'nin zemin etüdü çalışmalarını artırması gerekiyor. Eski yapıların güçlendirilmesi -biliyorum maliyetli ama- hayati önem taşıyor.
Vatandaş olarak bizlere düşenlere gelince... Evlerimizdeki eşyaları sabitlemek, deprem çantası hazırlamak, ailece tatbikat yapmak gibi basit görünen ama hayat kurtaran önlemleri asla ertelememeliyiz.
Son sözüm şu: Erzurum güzel, ama yerin altındaki gerçekleri görmezden gelmek olmaz. Hazırlıklı olalım, bilinçli olalım. Unutmayalım ki deprem değil, hazırlıksız olmak can yakıyor.
