Ah, Ekim'in o sonbahar kokan günlerinden biri 24'ü. İnsan düşünmeden edemiyor - acaba tarih bu tarihi neden bu kadar sevdi de bu kadar çok önemli olayı bu güne sığdırdı? Cevap belki de Birleşmiş Milletler'in kuruluşunda yatıyor, kim bilir...
Aslında her şey 1945 yılında başladı. İkinci Dünya Savaşı'nın o korkunç yıkımından sonra, dünya liderleri bir araya gelip "Artık yeter!" dediler. Ve 24 Ekim'de, tam da bugün, Birleşmiş Milletler resmen kuruldu. Dünya barışını korumak, insan haklarını savunmak - ne kadar zorlu bir görev değil mi?
Peki Ya Türkiye?
Türkiye açısından bakacak olursak, 24 Ekim'in bambaşka bir anlamı var. 1945 - o tarihi günlerde Türkiye de BM'nin kurucu üyeleri arasında yerini aldı. Düşünsenize, savaşın yaralarını sarmaya çalışan bir dünyada, Türkiye masada yer alıyordu. Oldukça gurur verici bir durum, öyle değil mi?
Gelin bir de diğer önemli olaylara göz atalım:
- 1906 - Tam 117 yıl önce, Alman İmparatoru'nun Osmanlı'ya yaptığı ziyaret... Tarihin sayfalarında unutulmayacak bir anı.
- 1935 - İtalya'nın Etiyopya'yı işgali. Dünya tarihinin kara lekelerinden biri maalesef.
- 1964 - Zambiya'nın bağımsızlığını kazanması. Afrika'nın özgürlük mücadelesinde önemli bir adım.
- 1970 - Salvador Allende'nin Şili'de başkan seçilmesi. Latin Amerika siyasetinde çığır açan bir dönem.
- 1992 - Türkiye'nin ilk kadın kaymakamı... Tarihi bir başarı!
BM Günü Neden Bu Kadar Önemli?
Aslında şöyle düşünün - her yıl 24 Ekim'de dünya genelinde BM Günü kutlanıyor. Amaç ne mi? Uluslararası işbirliğini güçlendirmek, barışı teşvik etmek ve - belki de en önemlisi - insanları küresel meseleler hakkında bilinçlendirmek.
Okullarda, üniversitelerde, çeşitli kurumlarda etkinlikler düzenleniyor. Konferanslar, seminerler, sergiler... Kısacası, dünya vatandaşı olma bilincinin pekiştiği bir gün 24 Ekim.
Günümüzde BM'nin rolü hiç olmadığı kadar kritik. İklim değişikliği, pandemiler, çatışmalar - tüm bu küresel sorunlarla başa çıkmak için uluslararası işbirliği şart. Ve 24 Ekim bize tam da bunu hatırlatıyor: Hepimiz aynı gemideyiz.
Son bir not düşeyim - tarih sadece geçmiş değil, aynı zamanda geleceğimizi şekillendiren bir rehber. 24 Ekim'de yaşananlar bize şunu gösteriyor: İşbirliği ve diyalog her zaman çatışmadan daha iyidir. Ne dersiniz, haklı mıyım?
