
Uluslararası diplomasi sahnesinde bu hafta gerçekten çarpıcı bir gelişme yaşandı. Neredeyse aynı anda hareket eden altı ülke - İrlanda, İspanya, Norveç, Slovenya, Malta ve Ermenistan - Filistin'i resmen tanıma kararı aldı. Bu, sadece kağıt üzerinde bir hamle değil, adeta bir domino etkisi yaratabilecek nitelikte.
Peki bu karar ne anlama geliyor? Aslında bakarsanız, uluslararası hukukta çok önemli bir dönüm noktası. Oslo Anlaşmaları'ndan bu yana süregelen statükoyu altüst edebilecek bir hamle bu. Düşünsenize, Batılı ülkelerin çoğunun çekimser kaldığı bir konuda bu kadar net bir tavır...
Barış İçin Somut Adım mı, Sembolik Hareket mi?
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez'in açıklamaları oldukça net: "Bu, Filistin halkına verilmiş bir sözün tutulmasıdır." diyor. Haklı da - çünkü iki devletli çözüm artık kağıt üzerinde kalmamalı. Fakat işin bir de diğer tarafı var: İsrail bu kararı "teröze ödül" olarak nitelendiriyor. Tam bir kutuplaşma, değil mi?
Norveç Dışişleri Bakanı'nın şu sözleri ise oldukça düşündürücü: "Filistinliler'in kendi devletlerini kurma hakkı artık ertelenemez." Bu kadar basit aslında. Yıllardır süren müzakereler, ateşkesler, tekrar başlayan çatışmalar... Belki de gerçek çözüm buradan geçiyordur.
Domino Etkisi Bekleniyor
Şimdi asıl merak edilen - diğer Avrupa ülkeleri de aynı yolu izleyecek mi? Özellikle Fransa ve Belçika'nın benzer adımlar için hazırlık yaptığı konuşuluyor. Eğer öyle olursa, İsrail için diplomatik bir izolasyon senaryosu giderek gerçekçi hale gelebilir.
BM Genel Sekreteri'nin sözcüsü bu gelişmeleri "barış çabalarına katkı" olarak değerlendiriyor. Ancak Washington'dan gelen tepkiler daha temkinli. ABD hala ikili müzakerelerden yana tavır alıyor - tabii bu durumda kiminle müzakere edecekleri meçhul.
- İrlanda: "Tarihi bir adım" diyor
- Slovenya: "Barış için zemin hazırlıyoruz"
- Malta: "Avrupa'nın ortak pozisyon alması gerekiyor"
- Ermenistan: "Bölgesel istikrar için önemli"
Gerçek şu ki, bu kararlar Filistin'in BM'deki statüsünü hemen değiştirmeyecek. Ama - ve bu büyük bir ama - uluslararası meşruiyet anlamında ciddi bir ivme kazandıracak. Filistin heyetlerinin diplomatik temasları artık çok daha farklı bir zeminde yürüyecek.
Sonuç: Yeni Bir Diplomasi Çağı mı?
Bazı uzmanlara göre bu, Batı'nın Ortadoğu politikalarında bir kırılma noktası. Diğerleri ise daha temkinli - "sembolik bir hareket" diye küçümsüyorlar. Ama şunu unutmamak lazım: Diplomaside semboller bazen silahlardan daha etkili olabiliyor.
Önümüzdeki günlerde İsrail'in nasıl bir karşı hamle yapacağı merak konusu. Zaten Netanyahu hükümeti "ağır diplomatik misilleme" sinyalleri veriyor. Fakat bu kadar çok ülkeye karşı nasıl bir strateji izleyebilirler? İşte bunu zaman gösterecek.
Bir de şu var: Filistin tarafında da bu tanımanın getireceği sorumluluklar olacak. Artık daha fazla uluslararası denetime tabi olacaklar. Belki de - sadece belki - bu durum barış için gerçek bir fırsata dönüşebilir. Kim bilir...