
Washington'dan gelen haberler, iki müttefik arasında gerginliğin tırmandığını gösteriyor. Öyle ki, Beyaz Saray'ın İsrail liderine yönelik tutumu artık 'dostane uyarı' sınırlarını çoktan aşmış durumda.
Aslında olan biten şu: ABD yetkilileri, Netanyahu ile yaptıkları son görüşmede hiç alışılmadık bir dil kullanmışlar. "Ya ateşkesi kabul edersiniz ya da ilişkilerimiz geri dönülemez biçimde sarsılır" demişler adeta. Bu kadar net, bu kadar sert.
Diplomasinin Arka Bahçesinde Neler Oluyor?
Görünen o ki Biden yönetimi sabrının sonuna gelmiş. Gazze'deki insani durumun her geçen gün kötüleşmesi, uluslararası baskıları artırıyor doğal olarak. Amerikalılar da -söylemeye dilim varmıyor ama- artık 'yeter' diyorlar.
Şöyle düşünün: İki yakın dost, bir odada oturmuş konuşuyor ama masanın altından bıçaklar çekilmiş. Netanyahu bildiğini okuyor, Amerikalılar ise "bu iş böyle yürümez" diye haykırıyor neredeyse.
Peki Ya Sonrası?
Eğer İsrail lideri bu uyarıları dikkate almazsa -ki maalesef öyle görünüyor- işler çığırından çıkabilir. ABD'nin İsrail'e yönelik politikasında köklü değişiklikler kapıda olabilir. Kim bilir, belki de askeri yardımlarda kesintiler, vetoların kalkması gibi radikal adımlar gelir.
Ortadoğu denkleminde dengeler değişiyor gibi. Eskiden 'koşulsuz destek' denirdi ABD-İsrail ilişkileri için. Şimdi? Koşullar var, hem de oldukça ağır koşullar.
Bu kriz sadece iki ülke arasında değil aslında. Tüm bölgeyi etkileyecek sonuçları olabilir. Gazze'de her gün onlarca insan hayatını kaybediyor, uluslararası toplum sessiz kalamaz artık.
Netanyahu'nun hamlesi bekleniyor şimdi. Ya diplomatik bir çözüme evet diyecek ya da -Allah korusun- ilişkilerde onarılması güç yaralar açılacak.