
Uluslararası arenada yankı uyandıracak bir gelişme yaşandı. Birleşmiş Milletler bünyesinde görev yapan bağımsız uzmanlar, İsrail'in Filistinlilere yönelik eylemleri için çok sert bir tabir kullandı: Soykırım.
Bu rapor, BM tarihinde bir ilk olma özelliği taşıyor. Uzmanlar, İsrail'in Gazze'deki askeri operasyonlarını ve Filistinlilere yönelik politikalarını mercek altına aldı. Ve vardıkları sonuç, uluslararası hukukta en ağır suçlardan biri olarak kabul edilen soykırım iddiası.
Raporun Çarpıcı Detayları
Belgede, İsrail'in Filistin halkını yok etme niyetine dair kanıtlar olduğu öne sürülüyor. BM uzmanları, "İsrail'in eylemleri, soykırım suçunun unsurlarını karşılıyor" ifadesini kullanıyor. Bu kadar net bir dilin daha önce nadiren kullanıldığını söylemek yanlış olmaz.
Peki neydi bu kanıtlar? Raporda şu noktalara dikkat çekiliyor:
- Kitlesel sivil ölümleri ve yaralanmalar
- Yıkıcı bir humaniter kriz yaratılması
- Filistinlileri yerinden etmeye yönelik sistematik politikalar
- Yaşam koşullarını imkansız hale getiren abluka uygulamaları
Uluslararası Topluma Sert Çağrı
BM uzmanları, bu raporla yetinmedi. Aynı zamanda tüm dünya ülkelerine ve uluslararası kuruluşlara acil harekete geçme çağrısı yaptı. İşte o çağrılar:
- İsrail'e askeri ve siyasi desteği derhal kesmek
- Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi süreçlerini desteklemek
- Filistin devletinin tam üyeliğini tanımak
- İsrail'e yaptırım uygulamak
Uzmanlar, "Uluslararası toplum soykırımı önleme yükümlülüğünü yerine getirmeli" diyerek, bu konunun artık siyasi değil, insani ve hukuki bir zorunluluk olduğunun altını çiziyor.
Tarihi Bir Belge mi?
Bu raporun teknik olarak bağlayıcılığı yok. Evet, doğru. Ancak sembolik ve politik ağırlığı hafife alınmamalı. BM sisteminden gelen böyle güçlü bir dil, gelecekteki hukuki süreçlerde önemli bir referans noktası olabilir.
İsrail yetkilileri ise raporu "rezilce bir suçlama" olarak nitelendirerek reddetti. İsrail Dışişleri Bakanlığı, BM uzmanlarını "Hamas'ın sözcülüğünü yapmakla" itham etti. Tabii bu, İsrail'in BM eleştirilerine yönelik standart tepkisi haline geldi diyebiliriz.
Peki ya sonra? Rapor, BM İnsan Hakları Konseyi'ne ve Genel Kurul'a sunulacak. Belki de en önemlisi, Uluslararası Adalet Divanı'nın önündeki davalara katkı sağlayacak. Zira Divan, Ocak ayında İsrail'in soykırım yapma olasılığına karşı önlem alması gerektiğine hükmetmişti.
Bu rapor, sadece kağıt üzerinde bir metin değil. Uluslararası hukukun en temel prensiplerinin nasıl uygulandığına dair bir mihenk taşı. Ve maalesef Filistin halkının çektiği acıların, artık hukuki bir karşılığı var.