Dünya sahnesinde adeta bir trajedi oynanıyor ve perde bir türlü inmek bilmiyor. Gazze'deki durum giderek içinden çıkılmaz bir hal alırken, Birleşmiş Milletler'in uyarıları havada kalıyor.
İsrail ordusu -tüm uluslararası tepkilere rağmen- Gazze'ye yönelik ağır bombardımanını sürdürüyor. Öyle ki, bölge adeta bir yıkım denizine dönmüş durumda. Evler, okullar, hastaneler... Hiçbir şey bu amansız saldırılardan nasibini almaktan kurtulamıyor.
BM'nin Çağrıları Duvar mı Buluyor?
Birleşmiş Milletler yetkilileri, art arda yaptıkları açıklamalarla İsrail'i insani hukuka saygı göstermeye çağırıyor. Fakat bu çağrılar, Tel Aviv yönetimi tarafından görmezden geliniyor gibi. Sanki değirmenin suyu nereye akıyorsa, oraya doğru gidiliyor.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri'nin ofisi tarafından yapılan son açıklama, durumun vahametini gözler önüne seriyor. Ancak söz konusu açıklamalar, İsrail'in operasyonlarını durdurması için yeterli olamıyor. Bu da insanın aklına ister istemez şu soruyu getiriyor: Uluslararası kuruluşların sözü artık hiç mi tartılmıyor?
Sivil Kayıplar Artıyor, İnsani Durum Kötüleşiyor
Gazze'deki sivil halk, bu çatışmaların en büyük mağduru olmaya devam ediyor. Can kayıplarının sayısı her geçen gün artarken, yaralılar için yeterli tıbbi yardım sağlanamıyor. Hastanelerin kapasiteleri çoktan aşılmış durumda.
Yıkılan binaların enkazı altından çıkarılan insan hikayeleri, yürek burkuyor. Çocuklar, kadınlar, yaşlılar... Hepsi bu anlamsız şiddetin ortasında hayatta kalma mücadelesi veriyor. İnsanın içi acıyor gerçekten.
- Altyapı neredeyse tamamen çökmüş durumda
- Temiz su ve gıda erişimi ciddi şekilde kısıtlanmış
- Elektrik kesintileri nedeniyle iletişim neredeyse imkansız
Durum o kadar vahim ki, BM yetkilileri 'insani felaket' tanımını kullanmaktan çekinmiyor. Fakat bu tanımlamalar bile İsrail'in operasyonlarını yavaşlatmaya yetmiyor.
Uluslararası Tepkiler ve Diplomatik Girişimler
Dünya genelinde birçok ülke, İsrail'in saldırılarına yönelik tepkisini dile getiriyor. Ancak -açıkçası- bu tepkiler somut bir değişiklik yaratmaktan uzak görünüyor. Diplomatik kanallardan yapılan girişimler, şimdilik sonuçsuz kalmış durumda.
Bazı Arap ülkeleri, BM Güvenlik Konseyi'ni acil toplantıya çağırdı. Fakat bu toplantıların ne zaman sonuç getireceği meçhul. Zaman akıp gidiyor, Gazze'de ise her dakika daha fazla can kaybı yaşanıyor.
Ortadoğu'nun bu kadim topraklarında barış, bir türlü kendine yer bulamıyor. Tarih tekerrür ediyor sanki, ama kimse ders almıyor gibi. İnsan ister istemez düşünmeden edemiyor: Bu kısır döngü ne zaman son bulacak?