BM'de Trump Kameraman Krizi: Yürüyen Merdiven Diplomasisi Çığırından Çıktı!
BM'de Trump'ın Yürüyen Merdiven Krizi: Kameraman Suçlandı

New York'taki Birleşmiş Milletler binasında dün yaşananlar, diplomatik protokol kitaplarına girecek türden bir skandala dönüştü. Eski Başkan Donald Trump'ın görüşme öncesi yaşadığı yürüyen merdiven çilesi, ABD delegasyonu ile BM yetkilileri arasında gerilime neden oldu.

Olay şöyle gelişti: Trump, basın mensuplarıyla yapacağı görüşme için binaya girerken, yürüyen merdivenin çalışmaması nedeniyle beklenmedik bir durumla karşılaştı. Asansör mü, merdiven mi tartışması ise tam bir kaosa yol açtı.

"Kameraman Engel Oldu" İddiası

ABD delegasyonundan yapılan açıklamada, olayın sorumlusu olarak Trump'ın kameramanı gösterildi. Delegasyon sözcüsü, "Kameramanın yanlış pozisyon alması, güvenlik protokolünü sekteye uğrattı" ifadelerini kullandı. Ancak bu açıklama, olay yerindeki diğer yetkililer tarafından pek de ikna edici bulunmadı.

BM yetkilileri ise duruma oldukça şaşırmış görünüyor. Bir yetkili, "Yıllardır bu işi yaparım, böyle bir gerekçe duymamıştım" diyerek tepkisini gizleyemedi. Hakikaten de, bir kameramanın tüm diplomatik düzeni altüst etmesi oldukça sıra dışı bir iddia.

Trump'ın Tepkisi Ne Oldu?

Eski başkanın bu karmaşaya nasıl tepki verdiği merak konusu. Görgü tanıkları, Trump'ın olay sırasında oldukça sabırsızlandığını ve "Neden bu kadar basit bir şeyi bile doğru düzgün yapamıyorlar?" diye sorduğunu aktarıyor. Tabii bu, onun bilinen üslubuna oldukça uygun.

Aslında mesele sadece bir yürüyen merdiven değil. Bu küçük gibi görünen olay, uluslararası diplomasinin ne kadar kırılgan olabildiğini gözler önüne serdi. Küçük bir teknik aksaklık, büyük bir diplomatik krize dönüşebiliyor.

Diplomatik Etkileri Ne Olacak?

Uzmanlara göre bu tür olaylar, uluslararası ilişkilerde gerginliğe neden olabiliyor. Özellikle Trump gibi tartışmalı bir isim söz konusu olduğunda, en ufak detay bile büyük yankı uyandırabiliyor.

Sonuç olarak, BM koridorlarında dün yaşananlar, diplomatik nezaketin bazen ne kadar ince bir çizgide yürüdüğünü hatırlattı. Bir kameramanın pozisyonunun uluslararası bir krize dönüşebileceğini kim düşünebilirdi ki?